346 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap yorumum
Hilal Görününce Hilal Görününce kitabının yorumuyla sizlerleyim. Kırım Savaşı neredeyse çoğu tarih kitaplarında az değinilen ve pek fazla bilgiye vakıf olmadığımız bir konudur. Bu kitapta Kırım Savaşı'nın yaşadığı dönem Tatar bir ailenin gözüyle kitaba yansıtılmış. Destansı bir anlatım ile Kırım hakkında bilinmezliklere bir yolculuğa çıkarıyor. Hilal Görününce kitabından bahsedecek olursam; Kırım, Karadeniz'in Kuzeyi'nde yer alan bir bölgeye verilen addır. Kırım'a ilk kez Hunlar ayak basmış, ardından sırasıyla; Peçenekler, Selçuklular ve nihayetinde Osmanlılar hakim olmuş. Kırım toprakları, Osmanlılar'ın elinden Küçük Kaynarca antlaşması ile alınmış. Osmanlı, Ruslarla, Kırım için büyük mücadeleler vermiş. 1853-1865 Kırım Savaşı'nın öncesi ve sonrası detaylı bir biçimde anlatılıyor. Kırım Savaşı tarihte 93 Harbi olarak da geçmektedir. Kırım'ın, Ruslar'dan çektiği zulüm ve eziyetler günümüze kadar devam ettiğini de unutmamalı! Kitapla kalın dostlar #okudumbitti #kitapyorumu#kitaptanalıntılar #arkakapak #erdeminkitapligi #kesfet #hilalgörününce #sevinççokum #kapıyayınları #sayfa373
Hilal Görününce
Hilal GörününceSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2017426 okunma
📍Efsane gemi Mahmudiye Kalyonu ile denizlere açılıyoruz. Mısır’dan Kırım’a, esaretten kahramanlığa uzanan bir macerada tarih ve efsaneler arasında seyrüsefer ediyoruz… Vira Bismillah… 🔹️Rusların 1770 tarihinde yaptığı baskında Çeşme Limanı’nda demirli halde bekleyen Osmanlı gemilerini yakmasıyla Osmanlı Donanması büyük bir güç kaybetmişti. Artık
Reklam
80 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İki güzel sevda...Vatan~Yâr Geç olsa da sonunda okudum.Akıcı bir üslupla yazılmış birkaç saat içerisinde bitirebileceğiniz vatan sevgisini okuyucuya aşılayan dört perdelik bir tiyatro eseri.Namık Kemal o dönemi (1853 yılında Osmanlı Devleti ve Rusya arasında başlayan Kırım Savaşı-adalat anlayışı) bu tiyatro eserinde eleştirmiştir.Tabi bunun sonucunda halkı galeyana getirdiği gerekçesiyle sürgüne yollanmıştır.Namık Kemal'in sağlığında sahnelenişini gördüğü tek oyundurmuş. Bazı olayların,davranışların haklılığının,haksızlığının, doğruluğunun yanlışlığının; toplumdan topluma en önemlisi zaman içerisinde farklılık göstermesi etkilerini değiştirme gücümüzün olmaması... Kesinlikle tavsiye ediyorum, keyifli okumalar dilerim. Kendime Not Allah aşkına, ellerini yüzüne tutma. Dünyayı ömrümde bir gün gördüm. Çünkü bana göre dünya sensin.+ *** Ah, Vatanını sevmeyen adamın nasıl aşk olmasını beklersin.+ *** İnsan zayıf, insan zavallı...bir türlü kendine yetemiyor.+ ***
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202421,7bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
baslica iki tarihi olayı anlatmatadır bunlardan biri 1828 osmanlı rus savasını ile ilgilidir 1853 { 1856 ) kırım savası sırasında ortaya cıkan silistre savası ile ilgilidir
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Akvaryum Yayınları · 201321,7bin okunma
"Siz petrolü ilk kimin rafine ettiğini biliyor musunuz? Bilmeniz gerekmiyor, ben söyleyeyim, yıl 1852 yılı, Polonya'da votkaya düşkün bir kimya­ger petrolden votka yapmaya kalkıyor. Patatesten alkol çıkıyor, alkol yanıcı bir madde. Petrol de yanıyor. Çünkü o yıllarda Avru­pa şehirleri petrol lambalarıyla aydınlanıyor. O zaman onun için­de de alkol olmalı. Alkol varsa, alkolden votka da olur, diye düşünüyor. Petrolün içinden kerosen dediğimiz gazyağını çıkar­tıyor. İngiltere'de sanayi devrimini başlatan makineler buharla çalışıyor. Buhar için de çoluk çocuk madenlerden kömür çıkarı­yor. Ama kerosen gibi yanıcı bir sıvı bulununca kömüre gerek kalmıyor. İşte o gün, yani 1852 yılında İngilizler haritaları açıp dünyanın neresinde petrol var diye bakıyorlar. Bir de ne görsün­ler, bütün petrol yatakları üzerinde benim dedelerim oturuyor. İşte o gün Osmanlı İmparatoru'nu petrol yatakları üzerinden na­sıl çıkarırız diye hesaplar yapmaya başlıyorlar. 1853 yılında Rus­lar Kars'ı işgal ediyor. İngilizlerle Fransızlar, 'Sizi Ruslardan kurtaracağız' bahanesiyle Osmanlı'nın içine giriyorlar. Sonra kendimizi Kırım Savaşı'nda buluyoruz. Sonra reformlar oluyor. 1908 yılında da üç tane paşa, ki bunlardan biri postanede pul satan bir memurken paşa olmuş, imparatorluğu ele geçiriyor, üç dört sene içinde imparatorluğu mahvediyorlar.
368 syf.
9/10 puan verdi
Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyılına siyasî çalkantılar, darbeler ve son olarak da Sultan Abdülaziz Han'ın şehîd edilmesi dam gasını vurmuştu. Bu yüzyılın son ve muktedir padişahı Sultan İkinci Abdülhamid ise, korkunç bir cinayete kurban giden Sultan Abdülaziz Han'dan sonra tahta geçen fakat ruhî durumu iyice bozulmuş olan Sultan Beşinci Murad'ın 93 günlük padişahligin dan sonra, idaresinin bütün düzeni bozulmuş ve hatta yıkılmaya doğru sürüklenmiş bir devleti devralmıştı. Bilhassa Tanzimat devrinin açtığı derin karışıklıklar, ardından bir oldu-bittiyle çıkartılmış olan 1853-1856 Osmanlı-Rus (Kirim) Savaşı ve son büyük felaket olarak Mithat Paşa ve arkadaşlarının sebep oldukları 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ile de, devlet ve millet artık ayaga kalkamaz durumda idi. Osmanlı Devleti, bütün bu savaş ve ayaklanmalardan başka, büyük bir borç batağına da sürüklenmiş, Tanzimatçı ve Meşruti yetçi devlet adamlarının tek düşüncesi günü kurtarmak için so rumsuzca borç peşinde koşmak olmuştu. Sultan İkinci Abdülhamid'in padişah oldugunda (31 Agustos 1876) ilk işi, devlet idaresini tanzim ederek bütün devlet işlerini Yıldız Sarayı'nda toplamak olmuştu. Ardından borçları ödeme sistemini kurarak, sorumsuzca ve israf olarak borç alınmasının önüne geçmiş ve mevcut borçları da yapılandırmak suretiyle ödeme takvimi yapılmıştır.
Pazarlık Yok!
Pazarlık Yok!Ömer Faruk Yılmaz · Hamidiye Kitaplığı · 2017185 okunma
Reklam
127 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.