Dostoyevski'nin "sosyalist" ve "nihilist"lere (o zaman her iki kelime de yeni ve yabancıydı) olan ilgisi, 1867 Eylül'ünde Cenevre'deki Barış ve Özgürlük Birliği'nin toplantısına gittiği güne kadar uzanır. Bu ilginin ilk kez ortaya çıktığı Budala'daki genç nihilistlerin anlatılışı, romanın üstün anlatısına pek uymayan, oldukça sıkıcı bir fazlalıktır. Fakat, Suç ve Ceza'dan başlayıp Budala'da ve Ecinniler'de süren bir düşünceyi ortaya çıkaran ilginç bir bölümü içerir. Mişkin, "kendilerini suçlu görmeyip, hakları olduğunu ve hattâ iyi bir şey yaptıklarını düşünen" katillerin (Raskolnikov gibi) çarpık psikolojilerinden söz eder ve yanındakilerden biri, nihilistlerin tutumunun da, "buna benzer bir şekilde, düşüncelerin ve ahlâki ilkelerin çarpıtılmasını" gösterdiğini söyler. Kişisel alanda, Raskolnikov'u suça iten ahlâki kuram, toplumsal alanda ihtilale yol açar. Özel hayatın Raskolnikov'u, politikanın nihilistidir. Dostoyevski'nin ortaya koymaya çalıştığı tez budur. Suç ve Ceza'nın ahlâki sorunu, Ecinniler'in ahlâki-politik sorunu olur.
Sayfa 211 - Onaltıncı Bölüm, Ahlâk ve Politika, EcinnilerKitabı okudu
-Kitap Dipnotlarından-
Türk dünyasının "Dilde, Fikirde, İşte Birlik" şiarını ortaya koyan ve bütün hayatı boyunca bu ideale hizmet etmiş olan Gaspıralı İsmail Bey Kırım'ın orta halli mirzalar neslinden olup, 1851'de Gaspra köyünde doğmuştur. İlk tahsilini Bahçesaray'da yapmış, 10 yaşında iken Akmescit'teki Rus jimnazyumuna girmiş, orada iki yıl okuduktan sonra, Moskova Askeri İdadisine gönderilmiştir. 1867'de Girit isyanı patlak verince, Türkler tarafında döğüşmek üzere Türkiye'ye gönüllü gitmek arzusu ile Odessa'ya gelmiş, fakat pasaportu olmadığı için arzusunu gerçekleştirememiştir. Daha sonra Moskova'ya dönmemiş ve Bahçesaray'daki Zincirli Medresesi'nde Rusça öğretmenliği yapmıştır. Bundan sonra, sırf kendi milletine hizmet edebilmek için kendi başına bir okul açmış ve yeni usulün tatbikine girişmiştir. İsmail Bey'in Türklüğe hizmeti çok çeşitli ve verimli olmuştur. Bunların başında Rusya'da ilk defa olmak üzere Türkçe bir günlük gazete çıkartması ge­lir. 1883'de yayına başlayan ve "Tercüman" adını taşıyan bu gazete, önceleri yarısı Rusça, yarısı Türkçe çıkmakta idi. Rusya’daki Türklerin uyanmasında bu gazetenin tesiri çok bü­yük olmuştur. Gaspıralı 1914 yılında ölmüştür.
712 öğeden 881 ile 712 arasındakiler gösteriliyor.