Levayih-i Hayat - Fatma Aliye
Türkiye İş Bankası Yayınları / 51 syf
Puanım : 8
"Levayih-i Hayat" Osmanlı da 1895 yılında yayınlanmaya başlayan ve yaklaşık 10 yıl yayımı devam eden "Hanımlara Mahsus Gazete" isimli ilk kadın dergisinin önemli kalemlerinden olan Fatma Aliye nin eseridir. Levayih-i Hayat yani günümüz türkçesiyle "Hayattan Sahneler" olarak çevrilen eser Osmanlı Dönemi kadınlarının gözünden aşk ve evlilik temalarını işleyen mektuplardan oluşmaktadır. Mektuplar bu dergide tefrika edilmiş ve sonrasında iki kapak arasında toplanmıştır. Romanda 5 kadın karakter üzerinden aşk ile yapılan mutlu bir evlilik, görücü usulü gerçekleşen mutsuz evlilik, aşk ile yapılan ancak ihanete uğramış bir evlilik ve iki bekar kadın gözünden de evliliğin gerekli olup olmaması meseleleri tartışılmıştır. Oldukça küçük hacme sahip olan kitap beni fazlasıyla etkiledi. Mektuplarda yaşanan evlilik sorunlarının aynı zaman da felsefi bir boyutta da tartışılıyor olması esere farklı bir yorum katmıştır. Ayrıca romanda evlilik içi gerçekleşen sorunların günümüzde ki aile hayatlarında da sürüyor olması bizlere bir kurgudan ziyade hakikatlerin anlatıldığı ve yaşandığı izlenimi vermektedir. Fatma Aliye döneminde göstermiş olduğu cesaret, özveri, inat ve dik duruşu ile kendisinden sonra gelen kadın edebiyatçılara rehber olmuştur.
Genel ve kitabın sonuna dair görüşler
Okuduğum ilk bilim kurgu romanı.İş bankası kültür yayınlarından okudum.Kitabı çok beğendim.1895 yılında,yazar 30 yaşındayken yayımlanmış.
Kitapta 802701 yılında insan türünün durumunu görüyoruz.İşçi ve zengin sınıf arasındaki ayrım o kadar büyümüş ki 2 farklı tür olarak evrimleşmiş insanlar.Yeraltında zifiri karanlıkta yüzbinlerce yıl kalmış
Bu türün atası olarak nitelendirilen H.E. Wells'in bundan yüz yıldan daha uzun bir zaman önce hayallerinde canlandırdığı sekiz yüz iki bin yedi yüz bir yılında geçen distopyasını keyifle okudum. Aslında bunu yazıldığı döneme göre değerlendirmeyi daha uygun buluyorum çünkü günümüzde o kadar güzel distoplayalar, o kadar inanılmaz dünyalar yaratan yazalar ve akla hayale gelmeyecek zaman yolculuğunu işleyen kitaplar var ki bu aralarında daha renksiz kalabilir. Ancak H.E. Wells'in bu kitabı 1895 yılında teknolojinin daha emekleme döneminde bile olmadığı bir dönemde kaleme almış olması ve bu eserin günümüzde okuduğumuz tüm bilimkurgu eserlerin atası olması okuma sırasında aldığım zevki daha da üst seviyelere taşıdı. Ayrıca diğer bilimkurgu eserlere göre çok daha derin, dozu yerinde felsefi bir anlatımı olduğunu da unutmadan eklemek isterim. Keyifli okumalar dilerim.