On İkinci Yüzyılın Aşk Kanunları
1. Evlilik iddiası aşka karşı geçerli bir savunma değildir. 2. İkiyüzlülük yapabilen kimseler âşık olamaz. 3. Kimse aynı anda iki sevgiliye bağlı kalamaz. 4. Aşk ya giderek artar ya da azalır. 5. Bir sevgilinin başkasından zorla alınmasının kıymeti yoktur. 6. Erkekler genellikle zamanları dışında sevmezler. 7. Sevgilinin ölümü durumunda, hayatta
Yıl 2004. Üniversite sınavına hazırlanıyorum ve lise son sınıftayım. Derslerim ortalamanın altında ve deneme sı­navlarında çıkardığım netler oldukça düşük, özellikle de matematik. Bölümüm eşit ağırlık olduğu için matematik netleri üniversiteye girişte önemli bir belirleyici. Bir gün dershanedeki geometri öğretmenimiz A. hocam sı­nıfa geldi ve
Reklam
Kur'an-ı Kerimde isimleri anılan veya kıssaları anlatılan peygamberler:
1-) Âdem Aleyhisselâm, 2-) İdris Aleyhisselâm 3-) Nuh Aleyhisselâm 4-) Hûd Aleyhisselâm 5-) Salih Aleyhisselâm 6-) İbrahim Aleyhisselâm 7-) İsmail Aleyhisselâm 8-) İshak Aleyhisselâm
Okullarda çocukları her sabah, Andımız için, İstiklal Marşı için, 19 Mayıs'ta, 23 Nisan'da, 10 Kasım'da; bütün özel günlerde, yağmura, kışa, soğuğa, sıcağa bakmadan bahçede ayakta dikmek, "Sen değersizsin. Bu anlattığımız şeyler, senden çok daha değerli," demektir. Özel günlerde "Çocuklara bir şey anlatmak istiyorsanız önce onları sıcak, rahat bir yere oturtun. Siz bir şeyi nasıl dinlemeyi tercih ediyorsanız onlara da o koşulları sağlayın," diyorum ve çok kişiden "Bunu söylemek için 10 Kasım'ı/24 Kasımı/23 Nisanı/19 Mayıs'ı mu buldunuz! Sizin niyetiniz başka! Madem ataları onlar için bunca şeye katlanmış, onlar da azıcık üşüsünler, küçük bir fedakârlıkta bulunsunlar, bir şey olmaz!" gibi öfkeli tepkiler alıyorum. Bu geleneksel yaklaşım, herkes oturmuş yemek yerken çocuğun oturacak bir yeri hak etmeyebileceğini çocuğa ihtimal dahilinde de olsa öğreten anlayışla aynı. Çocuk herhangi bir fedakârlıkta bulunmak istediğinde bunu kendi rızasıyla yapmalıdır; başka türlü bir zorlama, bize fedakâr değil, otorite karşısında korkak, içten pazarlıklı ve düzenbaz bireyler olarak dönecektir.
19.Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fâsık kimselerdir.
Haşr SuresiKitabı okudu
'Peygamberimiz hangi mezheptendi?' sorusu, 'okul müdürü hangi sınıftandı?' diye sormaya benzer! Her sınıfın bir öğretmeni vardır, ama müdür, bütün sınıfların öğretmenidir... Bir yerde okul varsa, orada bir müdür ve öğretmenler de olmalıdır. Peygamberimiz (aleyhisselatü vesselam), İslam okulunun muallim müdürü; sahabe ve uleması da onun öğretmenleridir. Bu okul müdürünü ve öğretmenlerini yok sayarak okulun sahibi olduğunu iddia eden yeni yetme modernistler ise, olsa olsa eşkiya olur! "...Alimler, peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar, ne de dirhem miras bırakmadılar, ancak ilim miras bıraktılar. Şu halde o ilmi alan, büyük bir pay almış demektir." (Buhari, İlm, 10; Ebû Davut, İlm, 1; Tirmizi, İlm,19; İbn Mace, Mukaddime,17) Facebook’ta, Peygamberimizin adının üstüne çarpı koyan bir mealcinin profiline girdim ve takip ettiği adamların kimler olduğuna baktım; Mustafa İslamoğlu, Mehmet Okuyan, Abdülaziz Bayındır, Edip yüksel… Bilmem anlatabilooor muyum? (Iyyy! Yazarken bile midem bulandı!) İslam'ı doğru anlayabilmek için, Muhammed aleyhisselam bir vesiledir. Son Peygamberi anlayabilmek için, sahabe-i kiram bir vesiledir. Sahabeyi anlayabilmek için de hak mezhepler birer vesiledirler. İçi boş sloganlarla bu vesileleri inkar etmek, yaşayabilmek için gerekli olan yeme-içme vesilesini inkar etmek gibi kuru gürültüdür…
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.