Mevláná hazretlerinden Feyz Alan Şairler...
Osman Horata-Adnan Karaismailoğlu, Mevláná ve divan şiiri Mevláná, yaşadığı çağdan itibaren gerek tasavvuf anlayışı, gerekse en olgun döneminde kaleme aldığı Mesnevi’siyle, Türk edebiyatının doğuşu ve gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Şöhreti sınırların da ötesine taşan bu mutasavvıfın Mesnevi’si, İngilizce’den Flemenkçe’ye kadar birçok
Güzel bir gün, güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle...
youtu.be/iegW9J77PRs Fuzuli, Şem'i, Kazancı Bedih ve Muzaffer Ozak nerede buluşur? Sabah sabah bir arkadaşımız Kazancı Bedih'in okuduğu, Ben beni bilmem neyim dünyâ nedir ukbâ nedir Söyleyen kim söyleten kim aşk nedir sevdâ nedir Sözleriyle başlayan türküyü paylaştı. Birkaç kez dinledikten sonra durup düşündüm. Urfalı Kazancı
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
“Öyle yaralar vardır ki hayatta, ruhu cüzzam gibi yalnızlıkta yavaşça yiyip bitirirler.” Fars edebiyatının ilk romanı sayılan gizemli kitap bu cümleyle başlıyor. Birçok yayınevi tarafından basılan eseri ben, Kırmızı Kedi yayınlarından “Okan Alay” çevirisiyle okudum. Çevirmenin dilsel, tarihsel kültürel bakımdan kitabı, layıkıyla yorumladığını düşünüyorum. Kör Baykuş’u okurken divan şiiri okuyormuş gibi geleneksel Doğu söyleminin içinde buldum kendimi. Yazarın Klasik Türk edebiyatından aşina olduğumuz karamsar, ızdırap yüklü dünyasında dolaştım. Ayna, baykuş, sevgilinin cefası gibi tanıdık motiflere rastladım. “Gölge” de kitabın temel izleklerinden… “Ben sadece gölgem, lambanın duvara yansıttığı gölgem için yazıyorum. Kendimi ona tanıtmalıyım.” diyor Sadık Hidayet. Söyleyemediklerini anlatıyor gölgesi, yapamadıklarını yapıyor. 1936 yılında yayımlanan eser, İran’daki İslam devriminden sonra yasaklanmış. Kitabın hâlâ İran’da yasak olduğu söyleniyor. Şarap içen, afyon çeken kahraman, İslam temayüllerine uymuyor elbette. Anlamsız bir gölge gibi amaçsız yaşayan ve sonunda intihar eden Sadık Hidayet, Kör Baykuş’ta da “ölüm”ü tekrarlanan bir şarkı gibi hep yanında hissediyor. “Her sözcüğü tekrarlamak zorunda kalan kekeme gibiydi ölüm, şiirini bitirince başa dönüp tekrar başlayan biri gibiydi.” 19.asırda yaşayan tüm doğulu aydınlar gibi eşikte kalmanın ızdırabını yaşayan yazar, bir döngünün içinde üzerine sis çökmüş kederli bir adamın -aslında kendisinin- sefil ve büyülü hikâyesini anlatıyor bize. Bu anlatıya kulak verin, derim.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202128,5bin okunma
ALAYLI ÂLİMLER Son yıllarda, bilhassa hükümetin millî kültür meselelerine fazla ehemmiyet vermesinden sonra, memleketimizde bir sürü alaylı âlim türedi. Edebiyat, dil ve tarih sahasında ilmî olmak iddiasıyla birçok şeyler yazıldı. Buda’nın Türk olduğu, Arapçının Türkçe’den çıktığı, Türklerin aryanî ve divan edebiyatının gayrı ahlâkî olduğu ispat
Eski Türk üzerine getirilen eleştiriler.
TÜRK EDEBİYATINA GETİRİLEN ELEŞTİRİLER Divan edebiyatı asırlar boyunca Doğu edebiyatının temelini oluşturan nadide bir edebiyat olmuştur. Osmanlı sahasında onlarca şair, binlerce eser vermiştir. Ancak kaideler hep aynıdır. Hiçbir şey bu âlemde kalıcı olamaz. Dolayısıyla divan edebiyatı da kalıcı olamamış 19. asırda etkisini yitirmiş, mazinin
Divan edebiyatına getirilen eleştiriler
DİVAN EDEBİYATINA GETİRİLEN ELEŞTİRİLER Divan edebiyatı asırlar boyunca Doğu edebiyatının temelini oluşturan nadide bir edebiyat olmuştur. Osmanlı sahasında onlarca şair, binlerce eser vermiştir. Ancak kaideler hep aynıdır. Hiçbir şey bu âlemde kalıcı olamaz. Dolayısıyla divan edebiyatı da kalıcı olamamış 19. asırda etkisini yitirmiş, mazinin
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.