Kürdistan geri bir tarım ülkesiydi. Belli başlı kentlerde daha çok Ermenilerden oluşan bir burjuva sınıfı vardı. Toprağın belirli ellerde, kapitalist uygulama normları yerine "ortakçılık" ile işleniyor olması, doğal olarak tarımsal gelişmenin de yetersiz olmasına neden oluyordu. Yerinde sayan tarımsal gelişme toplumun sosyal yapısına da yansıyarak onu durağan kılıyordu. Buna bir de ağır vergi yükü eklenince Kürt başkaldırılarının 19. yüzyılda neden ulusal istemlerden çok, vergilere ve askere alınmaya karşı bir direnme şeklinde olduğu açıklık kazanır.
"İngiltere; İran'ı, Rusya'nın himayesinde gördüğü sürece Kürtlerin vatanını bu şekilde parçalayacaktır. Çünkü o, İran'ın, kendi bölgesinde bulunan Kürtlerin göçebe yaşantısından yararlanarak Fırat ve Dicle vadisine inmesini engellemek istiyor. Her ne kadar Kürt sorununa önem veriyor görünüyorsa da aslında amacı, Kürtlerin durumunu düzeltmek değil, Doğudaki çıkarlarını sürdürmektir. Sonuçta, olaylar Kürtlerin aleyhine gelişmektedir."
Sayfa 72 - Zilan AkademiKitabı okudu
Reklam
Kırım savaşı sıralarında kürdistan'da bulunan Rus binbaşısı Lihotini şöyle demekteydi: "Osmanlı hükümeti çeşitli ünvanlar ve armağanlar ile kürt aşiret reislerini kendi safına çekmeyi başardı. Ancak en ağır vergi yükleri ve çeşitli adaletsizlikler altında inleyen yoksul halkı kendisine bağlayamadı. Bundan dolayı biz, halk kesimini kendi tarafımıza çekebiliriz. Osmanlıların aldıkları vergilerden Kürtleri muaf tutacağımıza ve onlara adaletli davranacağımıza inandırdığımız takdirde, bu yoksul ve mazlum halk derhal bize dönecektir. Çoğu kez aralarında meydana gelen anlaşmazlıklar ve davaların çözümü için reislerinden çok bana gelmeyi tercih ediyorlar. Bunların başlarında bulunmasından memnun olmadıklarını belirtiyorlar." Hiç şüphe yok ki, Revanduz hareketi, Kürt aşiretleri arasında bağımsızlık çekirdeğinin geliştiğini gösteriyordu.
Sayfa 47 - Zilan AkademiKitabı okudu
Büyük Ermeni yazarı Haçator Abofiyan da, Kürtler arasında uzun süre yaşamış ve çeşitli özelliklerini anlamış bir araştırmacı olarak şöyle diyor: "Eğer Kürt, bir kimsenin malını koruyacağına dair ye- min ederse, yahut birisinin sırrını saklayacağını vaadederse, hayatını vermeyi, taahhüt ettiği hususlara hiyanet etme- ye tercih eder. Nice defalar, fakir bir Kürt, yiyeceğini ve elbisesini kendisinden daha fakir olan bir muhtaca vererek nefsini mahrum etmiştir. Doğu'da yaşayan diğer uluslara oranla Kürtler, kadına daha fazla saygı gösteriyorlar. Eğer Kürtler düzenli ve uygar bir hayat yaşama olanağı bulsalardı, kelimenin tam anlamı ile doğunun en kahraman ulusu olurlardı.
Sayfa 22 - Zilan AkademiKitabı okudu
İran ve Osmanlı hükümetleri, Kürt halkını ekonomik ve kültürel yönden zayıf tutmakla kalmıyorlar, kendi genel sultanlarının güçsüzlüğünden dolayı yönetimlerinde bulunan uluslara tahakkümlerini devam ettirebilmek için, onların aralarına daima nifak tohumları da ekiyorlardı. Örnegin; Kürdistan'da bir aşiret reisine yardım vaat ederek, o aşiretin, aralarında düşmanlık bulunan diğer bir Kürt aşiretine saldırmasına neden oluyorlar, iki tarafın da bir hayli yıpranmasına seyirci kaldıktan sonra arabuluculuk yoluna gidiyorlardı.
Sayfa 21 - Zilan AkademiKitabı okudu
Bu topraklar kırsal aşiretlerin sürülerini güttükleri sarp dağlarla ve yazları otlak olarak kullandıkları serin platolarla kaplıydı. Bölge pek çok kesimde zengin tarımsal kaynaklara sahipti ve Kitab-ı Mukaddes'te anlatılan önemli olayların ve hikâyelerin geçtiği eski Mezopotamya uygarlıklarının bir uzantısı olduğundan sembolik açıdan da
Sayfa 19 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kürtler
Kürt halkı eskiden beri süregelen ulusal varlığını ve doğuştan gelen gelenek ve göreneklerini gelişen tüm olay ve şartlara rağmen koruyarak yaşanmıştır ve bütün bu gelişmeleri bir tarafa bırakarak kendi varlığını muhafaza edebilmiştir. Nitekim miladi 19. yüzyılda Kürdistan’da meydana gelen çatışmalar ve olaylar, Kürtlerde ulusal bilincin varlığının en açık göstergeleridirler.
Sayfa 227 - NubiharKitabı okudu
Tarihte Kürdistan olmadığı hep tekrarlanır, doğrudur. Sovyetler Birliği, İkinci Cihan Harbi’nin ortasında ; Sovyetler işgal bölgesindeki bir kukla hükümet ile ömrü 1,5 yıl süren Kürtler için Mahabad Cumhuriyeti’ni kurdurdular. Osmanlı tarihindeki Kürdistan bugünkü Hakkari (Çölemerik), Irak içindeki Zaho ve Süleymaniye’ye kadar uzanır, idari bakımdan bu bölge Kürdistan diye anılırdı. Şüphesiz ki bölgenin dışında da Kürt aşiretleri vardı. 19. yüzyılda bu bölge müstakil bir sancak olarak doğrudan merkeze bağlanmıştır ve Şehr-i Zor sancağı veya livâsı adını taşır. Bölgede yoğun olarak bulunan Müslüman Kürtlerin yanında Kürtçe konuşan Nasturi Hıristiyanların ve Kürtçe konuşan Yahudilerin bulunduğu açıktır. Bu son iki grup ikinci Cihan Savaşı’nı izleyen 40 yıl içinde bölgeden tamamen çekildiler.
Sayfa 246 - TİMAŞKitabı okudu
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.