Zihnimin çatı katını kurcaladım da biraz :)
Bu kitap serisini 2014-2015 gibi bir tarihte satın almış, o dönemde bir kez okumuştum. Sonrasında, ihtiyaç oldukça incelediğim bir kitap setine dönüşüp önce rafta, sonra kutularda yerlerini aldılar. Geçenlerde kutuları gözden geçirirken rastlaştık ve tekrar göz atmak istedim hepsine, birer birer. Çocukluğumdan beri ilgi duyduğum Eski Mısır kitabı
İlahi Nizam ve Kainat (1954 Türkçesi)
İlahi Nizam ve Kainat (1954 Türkçesi)
Dr. Bedri Ruhselman (1898-1960)
Editörlük, yayına hazırlama: Metapişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği (MTİAD1950).
İstanbul, 2013.
bu değerli kitap, günümüz popüler ruhsal kanallar (RA, RAMTHA, KRYON, BM) henüz yokken, yani henüz bilgi alınmamaış ve kitapları basılmamışken, türk ruhçularının önderi,
750 syf.
10/10 puan verdi
Bir Çift Mavi Göz
"beni görmek demek behemahal yüzümü görmek demek değildir. beni ve fikirlerimi anlıyorsanız, bu kafidir."
günümüzde atamıza ilişkin yapılan televizyon programlarında onu yad etme ve hakkını teslim etme programları olması gerekirken; ne yazık ki saygı duymalı mıyız, diye tartışıyorlar.
çok yazık.
ben atatürk'ü sevmeliyiz, okumalıyız,
Öznel fikrim
Kitap çok akıcı değildi. Okudukdan sonra kenara koyduğumda merak veya okuma istediği gelmedi. Kitapda konuya ne kadar erken girerse o kadar iyidir ama bu kitapda asıl konuya 190-200 gibi giriyor. Konusu 200 sayfaya kadar ilgi çekici değildi alttan alttan karakterlerin geçmişinden ima yapılıyordu ama açıkca anlatılmıyor. Yazarın anlatımı,sohbet ve çoğul konuşan tarzda olduğu içinde çok ilgimi çekmedi. Ama 200 sayfadan sonra abi üff. Ben kitapdaki yan karakterlerin de hikayelerin anlatan kitapların olduğunu sonradan öğrendim öncesinde diğer kitaplarını okumam daha doğru olurdu çünkü baya spoi yedim. Bence ilk önce üç yapraklı ahududu yada bir istanbul gecesini okuyun derim. Eğer kitabı okumak istiyorsanız konuya çok geç girdiğini ve akıcı olmadığını bilin.
Aganta!.
Çok eskiden düş sokağı sakinlerine ait aganta, burina, burinata şarkısını çok severek dinler ama bilgiye ulaşmak şimdi ki kadar kolay olmadığı için, birazda şarkı yazarı murat yılmaz Yıldırım ın çoğu şarkısında anlamsız kelimeler kullandığını bildiğim için bu kelimeleri hiç merak etmemiştim.
Yıllar sonra bodrum a gittiğimde halikarnas balıkçısı adını duydum ve tabii sonrada arastirinca kitabı öğrendim. Bugün kitabı bitirdim ve kesinlikle harika bir kitap. Koca bir ömür okudum yine yaklaşık 190 sayfada ve denizi, denizciligi, en önemlisi deniz insanlarını yine bir deniz insanının ağzından tanıdım.
Hiçbir şeye benzemez deniz sevgisi, buna denize aşık insanlarda çoğu kez şahit oldum. Bu bizim anlayamayacağımız bir şey galiba. Ama kitabı okurken burnuma deniz tuzu kokusu gelip durdu ve yazı çok özledim.
Burina, burinata!.
Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar kitabını yazmasına vesile olan kitap.
Bu kitap hakkında nasıl bir yorum yapacağımı bilmiyorum açıkçası. Çünkü önceden okuduğum kitaplara benzemiyor. Dili, türü, konusu benim için gerçekten farklıydı. Hangi kitapla kıyaslasam pek emin değilim ama sanırım Albert Camus’un “yabancı” kitabına benzeteceğim. Kitabın geneline hakim olan karamsarlık biraz içimi bunalttı. Gerçekten de 190 sayfanın tamamı bir adamın başıboşluğunu anlatıyor. Daha derin anlamları da var mıdır bilmiyorum ama benim en sevdiğim kitap olduğunu söyleyemeyeceğim. Dünya klasiklerinde olan o dil ve betimlemeleri bulamadım. Ayrıca başkahramanı sürekli olarak kadınlara cismani olarak yaklaşımı ve üslubunu beğenmedim. Daha güzel kitaplar okumuştum.
