"Avrupa'nın 1870- 1914 arasındaki iyimserlik, yenilik, bol­ luk ve istikrar dönemi "Belle Epoque" olarak bilinir. Bu altın yıllar boyunca zengin sınıflar artan refahın tadını çıkarırken Paris de sanatçı ve yazarların merkezi haline geldi. Fransız başkentinin Art Nouveau tarzının doğal organik biçimleri dünyanın her yanında mimariyi etkiledi. Emile Zola gibi ya­ zarlarda ifadesini bulan edebi gerçekçilik, modernizmin öncülerinden biriydi."
Maya KitapKitabı okuyor
Adı sonradan İttihat ve Terakki Partisi olarak değiştirilen İttihat ve Terakki Cemiyeti, 21 Mayıs 1889 tarihinde; İstanbul'da Sarayburnu semtindeki Gülhane Bahçesi'nde, Askeri Tıbbiye Mektebi talebelerinden Ohri'li İbrahim Temo, Arapgirli Abdullah Cevdet, Diyarbekirli İshak Sükûti, Çerkez Mehmed Reşid, Azerbaycan Türklerinden
Reklam
Meşrutiyetle beraber memleketin ordu kadrosu inanılmayacak kadar iptidai ve cahil bir durumdaydı. 1914 Harbinin talim, terbiye itibariyle ve ilmi esaslara göre hazır­lanmış orduları yanında Padişah orduları Ortaçağ devirlerinin kitlelerini andırıyordu. Bu halden birinci derecede eski hükümdarın idaresi mesul­dür. Padişaha sadakatten başka bir meziyet aramayan zihniyet, ordunun emir ve kumandasını bütünü itibariyle her türlü liyakattan mahrum bir ha­le getirmişti. Garibi şurasıdır ki, istibdat idaresi de bir Rumeli Harbinin askeri bakımdan kazanılması zaruretini hissediyordu. Ancak cehalet ve saltanatın muhtaç olduğu sadakat telakkisi kıymetli bir ordu bünyesinin nasıl kurulacağını tayin edecek anlayışta değildi. 1876 Rus seferinin sayı­lı kumandanları bile ordunun faal hizmetlerinden uzaklaştırılmışlardı. As­rımızda subaylığın bir büyük kültür ve araştırma kabiliyeti istediğinin kim­se farkında değildi. Hüzünle ve ibretle hatırlarım ki, Meşrutiyet İnkılabı bulduğu ordunun kadrosunu iki üç nesil temizlediği halde geri kalanını Balkan Harbinde yeni muharebelerin subaydan, hususiyle komutanlardan beklediği bilgi ve enerji seviyesine yükseltememiştir.
Şevket Süreyya Aydemir, Enver Paşa’yı 1908-1914 arası döneme bakarak “1908’in Hürriyet Kahramanı Binbaşı Enver Bey, işte bu kısa devrede Enver Paşa, daha doğrusu imparatorluğun tek söz sahibi olan, genç inançlı muhteris daha doğrusu hem kaderci hem kaderini kendi yaratan adam olarak sahnededir.” şeklinde tanımlar.
"1914 yılına gelindiğinde, Afrika'nın yüzde doksanı Avrupa'nın kontrolüne girmişti. Sömürge topraklarının en büyük olanları İngiliz ve Fransızların kontrolü altındaydı ve Alman İmparatorluğu onların ardından üçüncü büyük hak sahibiydi; Belçika, Portekiz ve İtalya da önemli bölgelere sahipti."
Maya KitapKitabı okuyor
1880-1914 arasında yüzden fazla kadın gazetesi çıktı. Bunların içinde en ünlüsü olan La Fronde, üç yıl boyunca yayımlandı. Feminist bir günlük gazete için oldukça uzun bir süre bu. La Fronde, eski bir aktris olan Marguerite Durand tarafından kurulmuştu. Çok güzel bir kadın olan Durand, güzelliğini amacı uğrunda kullanmaktan çekinmiyordu. "Feminizmin sarı saçlarıma neler borçlu olduğunu bilseniz şaşarsınız!" diyordu. Birçok kocası, sevgilisi ve erkek arkadaşı oldu; hepsinden de kütüphanesi için para istedi. Fransa'nın ilk ve tek feminist kütüphanesi işte böyle kuruldu.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.