Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
DÂRÜLBEDAYİ Türk tiyatrosunda en önemli atılımlardan biri "Dârülbeda- yi"nin kuruluşudur. 1913-1914 yıllarında İstanbul Valisi olan Operatör Cemil Paşa bir konservatuvar açmak istedi. Belediye Meclisi'ndeki Avrupa görmüş birkaç kişi de bu isteği destekleyince, konservatuvar için üç bin lira ödenek ayrıldı. Cemil Paşa konservatuvarm
Sayfa 244 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Reklam
17 Eylül 1914'te Mustafa Kemal Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e bir mektup göndermişti. Mustafa Kemal bu mektubunda 1. Dünya Savaşı'nın geleceğini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koymuştu: "Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. … Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Katharine ve Margaret (Doğum kontrol hapı)
1921 yılında New York'ta, kırk yaşında iki kadın oturup birbirlerini izliyorlardı. Margaret Sanger ve Katharine Dexter McCormick, değişik Amerikalılardı, yüzyılın ilerleyen dönemlerinde kadınların hayatlarını değiştirmek için herhangi bir Amerikalı ya da Avrupalı siyasetçiden çok daha fazlasını yapacaklardı. Amaçları, kadınların kendi
Sayfa 501 - Yakamoz KitapKitabı okudu
1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin 200.000 civarında askeri esir düşmüştür. Esir alan devletler şun- lardır: İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya ve Romanya. Esir- lerin bir kısmı çok soğuk olan Sibirya'da tutulmuşken bir kısmı da çok sıcak olan Mısır ve Filistin'de ya da çok nemli olan Hindistan'da tutuldu. 1914 yılında başlayan esaret hayatında kimi Türk askerleri, 1927 yılına kadar esir kalmıştı. Esirler, kimi zaman hayvan ahırlarında ki- mi zaman da derme çatma kulübelerde yaşamak zorun- da kalmıştı9. Özellikle Rus ve İngilizlere esir düşen Türk asker- lerinin sayısı; Harbiye Nezareti'nin hazırladığı tahmini bir raporda 133.839 olarak belirtilir. Bunlardan 20.352'si Ruslar, 804'ü Fransızlar, 100'ü İtalyanlar ve diğerleri de İngilizlerin elinde esirdir. Kader, vatan için savaşan Türk askerini Japon Denizi kıyılarından Fransa'ya, Sibirya iç- lerinden Hindistan'a, Kıbrıs, Yunanistan, Mısır ve Irak'a uzanan bir coğrafyada yurdunun, sevdiklerinin hasretine mahkûm eder. Buralardan gönderilen mektuplar, harp yıllarının ortaya çıkardığı zorluklar sebebiyle adresleri- ne ulaşmaz. Türk harp esirleri ile aileleri arasında irtibatı sağlamak üzere, Hilal-i Ahmer Cemiyeti bünyesinde ku- rulan Üserâ Komisyonu'na iade edilir.
Kolay gelmedik bu günlere
I. Dünya Savaşı sırasında un dağıtımı yapılırken, Kayseri, 1914.
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk
I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine "Çanakkale geçilmez! " dedirtti.
Sayfa 153Kitabı okudu
Yahudiler tam vatandaş olamayacaklar, devlet kadrolarında görev alamayacaklar, basın sektöründe çalışamayacaklardı ve 2 Ağustos 1914'ten, I. Dünya Savaşı başladıktan sonra Alman vatandaşlığına geçenler vatandaşlık haklarından mahrum bırakılacaklar, yani sınırdışı edileceklerdi. (Her zamanki gibi, vatandaşlık haklarından mahrum etme süreci hemen başlatıldı; Zbaszyn'deki Polonya sınırına doğru her gün biraz daha sürülen ve burada hemen kamplara kapatılan on beş bin kadar Yahudinin toptan sınırdışı edilmesiyse bundan tam beş sene sonra, artık kimsenin böyle şeyler olmasını beklemediği bir sırada gerçekleştirildi
İnönü'nün Lozan ile ilgili olarak TBMM'deki açıklamalarından, 1854-1923 arasındaki yetmiş yıl kadarlık dönemde 220-210 milyon Lira (altın) borç alındığı, buna karşılık 170 milyon (altın) lira ödendiği anlaşılmaktadır. 1914'te I. Dünya Savaş'ın başlamasından önce 140 milyon Lira borcumuz bulunuyordu. İnönü'nün kürsüdeki
Sayfa 123 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Milli şairimiz Mehmet Akif, Birinci Dünya Savaşı'nda Mehmetciğin savaştığı cepheleri şöyle anlatır: ...Çocuklar koşuyor aç, çıplak.. Cepheden cepheye, aslan gibi, hiç durmayarak. Yine vardır, bir ölüm korkusu aslanda bile. Yüzgöz olmuş bu çocuklar ölümün şahsisiyle. Harekâtın, görüyorsun ya hocam, en kolayn Yaln'ayak Kafkas'ı tutmak, baş açık Sina'y. Yapılır zannediyorsan bakalım, sen de soyun! Kıta kapmak; köşe kapmak değil artık bu oyun!
Sayfa 13 - Doğan Kitap
Reklam
onların milyarları varsa bizim allahımız var.. lol.
Milletlerin zenginliğini gösteren istatistiklere göre, Osmanlı İmparatorluğu I. Dünya savaşı arifesinde son sıralarda idi. Woytinsky'nin tahmin ettiği milli servet tutarları 1914'te Amerika Birleşik Devletleri'nde 42 milyar, Almanya'da 16.5 milyar, Büyük Britanya'da 14.5 milyar, Fransa'da ve Rusya'da 12 milyar, Avusturya Macaristan'da 6.2 milyar ve İtalya'da 4.5 milyar altın sterling idi. Darphane Müdürü Ferit Bey'in ''Nakit ve İtibarı Milli'' adlı eserinde Osmanlı İmparatorluğundaki varlıklar 300 milyon reşat altını olarak hesaplanıyordu. Adam başına milli servet payı bakımından Yunanistan, Romanya, Bulgaristan'dan geride idik. İmparatorluğun parçalanması ve harp zararları yüzünden daha da fakirleştiğimiz bilinen bir gerçekti.
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Savaş ve Barış Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
ta alttaki başlıklar halinde
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
'ün 1.Dünya Savaşı ve kurtuluş savaşı sürecini dile getiriyor. 448 Sayfadan oluşan kitap, şu bölümlerden oluşmakta. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'na Girişi ve Mustafa Kemal Çanakkale Savunmasında "Kaderin Seçtiği Kişi" Mustafa Kemal Yorgun Savaşçı 1. Dünya
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyor
Savaş Ve Barış - Mustafa Kemal Anlatıyorİlker Başbuğ · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202236 okunma
Bizi birinci Dünya Savaşına Vahdettin sokmadı. Birinci Dünya Savaşı 1914 yılında çıktı. Sultan Vahdettin ise 1918 yılında padişah oldu. 1914 yılında, padişahlık makamında Sultan Reşat oturuyordu. Milletimizi savaşa sokan Sultan Reşat da değildir. Bizi savaş cehennemine çekenler, İkinci Abdülhamid Han'ı tahtından indiren darbeci subaylardır. Yani Enver Paşa ve arkadaşlarıdır. Sultan Reşat, 4 Temmuz 1918'de öldü. Vahdettin ise 31 Ağustos 1918'de padişah oldu. Ve padişahlığından tam iki ay sonra Mondros felâketiyle karşı karşıya kaldı.
Fenerbahçe, 2 Ekim 1914'ten 12 Kasım 1915 tarihine kadar oynadığı on beş maçın hiçbirinde yenilmeyecek, iki yıl üst üste şampiyonluk kazanan bu efsane takım ancak I. Dünya Savaşı'na yenilecekti.
Sayfa 103 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
447 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.