Merhabalarrr Çok merak ediyorum hiç dört yapraklı yonca'ya denk geldiniz mi ? Ben hiç denk gelmedim.
.
.✏ "Keşke insanlar da bitkiler gibi olsa!Toprağa koyduğumuz sevdiklerimiz,çoğalarak bize geri dönse..."✏
.
.Rüyalara inanır mısınız bilmiyorum ama ben inanırım öyle ki bir çok rüyamı yaşamış ve hislerimde hiç yanılmamışımdır...Peki evrenin size gönderdiği işaretler oldu mu hiç? "evet bu bir işaret olabilir" dediğiniz zamanlar... Yazarın kalemiyle ilk #dörtyapraklıyonca kitabıyla tanıştım, iyiki tanıştım diyorum. Yalın anlatımı , akıcı dili ile kitabın içinde sürüklenip bir çırpıda sona geliyorsunuz... Kalemini sevdiğim ve konusunu beğendiğim bir okuma oldu... 1940 yıllarının Fatma ve Ahmet aşkı ile günümüz gençlerinin (2019)İrem ,Okay aşklarına , hayatlarında ki tesadüflere mi yoksa bir biriyle kesişen kaderlerine mi desem bilemedim siz hangisine inanirsiniz bilmiyorum ama ben kader ağlarını örmüş ve bizlere de bu kitabı okumak icin vesile kılmış diyorum... Kitap bence olması gerektiği kadardı ne uzun ne kısa ,okuyucu sıkmadan, yormadan ,merakla diğer sayfalara sevk ettiriyor...Gereğinden uzun olsaydı sıkılırdım, kısa olsaydı eksikliği hissederdim ve memnun kalmazdım. Yazarın anlatım tarzını ve kıvamını tutturmasını tebrik ediyorum... Kitabın konusundan bahsetmek istemiyorum sanki fazlaca spoi verecekmişim hissi var ,onun için OKUYUNUZ , sizlerinde mutlu sonları seveceğinize inanıyorum...Kitapla ve Sevgiyle Kalın
.
Moderatörlüğünü Can Dostum 
Havva aydanur Ertuğrul'nun üstlendiği @kutluyayinevi 'nden çıkan @seyda_aksel in keleme aldığı #dörtyapraklıyonca kitabını #acilenokuyoruz ekibi olarak #okudumbitti ...
.
Osman Nuri Topbaş Hocamız anlatıyor:
"1940-1950’li yıllar.
Din toplumdan dışlanmış. Sultanahmet’in ve Süleymaniye’nin avlusu top sahası idi. Camilerin mermerleri bakımsızlıktan kararmıştı. Halıları lif lif olmuştu. Kırılan pencerelerin yerine bir karton konuluvermişti. Bir saf cemaat vardı. Onlar da hamallardan ibaret idi.
Dolmabahçe
