27 Mayıs ve 1961 Anayasası
27 Mayıs, amacının çok ilerisindeki oluşumlara yol açmış bir devrimdir. Değişik şartların bir araya gelmesi sonucunda 27 Mayıs sadece rejim meseleleriyle uğraşmamış, ekonomik ve sosyal yenilikler getirmiş ve bu alanda girişilecek mücadelelere elverişli bir anayasayı hazırlayıp görevini tamamlamıştır. 27 Mayıs ekibi ya da Milli Birlik Komitesi,
...Atatürk daima ısrarla belirtmiştir ki, tam manasıyla bir Batılı millet olmak Türk milletinin benliğini kaybetmesi değil, o benliği bütün temel değerleriyle ortaya çıkarması ve sonsuz bir gelişme yoluna koyması demektir. Buna göre Batılı millet olmak, rasyonel düşünmek ve hareket etmek, ilim zihniyeti sayesinde sonsuz bir yaratma ve yenileşme
Reklam
Anayasa Değişiklikleri
1961 Anayasası'nın getirdiği düzene kendisini Demokrat Partinin bir devamı gibi gören Adalet Partisi hep karşı olmuştur. Meclis'te bu konuda AP sözcüleriyle sık sık tartışırdık. AP anarşi olaylarının nedenini 1961 Anayasası'nın getirdiği düzende arıyordu. 12 Mart'ı temsil eden Genekurmay da bu görüşteydi. Onlar da bunalımın 1961 Anayasası'nın getirdiği özgürlükçü düzenden kaynaklandığına inanıyorlardı. Onlara göre düşünce ve örgütlenme özgürlükleri, 11. madde, yargı bağımsızlığı, üniversite özerkliği, TRT özerkliği, sendikal yaşam yeni baştan düzenlenmeliydi; daha disiplinli bir düzen kurulmalıydı. Hükümetçe hazırlanmış olan Anayasa değişiklikleri taslağı, bu görüşlerin etkisinde düzenlenmişti. Partilerarası komisyonda CHP'li üyeler 1961 Anayasasını savunmakta yalnız kalıyorlardı. Bir süre sonra komisyonda görüşmeler kilitlendi. Bu 12 Mart'm uzaması demekti. İnönü bu duruma bir çare arıyordu. Önce komisyondaki görüşlerin kaynaklandığı iktidar odağını araştırdı. Kimdi bu odak? Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı, yoksa Genelkurmay Başkanı mı? Sonunda karar verdi. Temmuz başında bir pazar günü Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'ı ziyarete gitti. Beni de yanma almıştı. Konuşmalar başlaymca İnönü'nün yanılmamış olduğunu gördüm. Tağmaç tam işin içindeydi. Değişiklik önerilerini neredeyse ezbere biliyor, ısrarla savunuyordu
12 Mart Günlerinde İnönüKitabı okudu
Unutmamak gerek ki,
Ayrıca unutmamak gerek ki, askerlerin Menderes'i, Zorlu'yu ve Polatkan'ı asması yanlıştır, büyük bir trajedidir ve bu nedenle sağ seçmenler ve partiler anayasanın getirdiği bu yeniliklere karşı çıkmışlardır. Ama tabii asıl sorun, 1961 Anayasası'nın Soğuk Savaş'a uygun olmamasıdır. 1961 Anayasası'nın intikamını, yine askerler 12 Mart'ta önce daha sınırlı olarak, sonra 12 Eylül'de buldozer gibi gelip Türkiye'yi perişan ederek aldılar. Benim için darbeyi kim yapıyor, siviller mi, askerler mi veya darbe ne zaman yapılıyor,hiç önemli değildir. İster siviller yapsın, ister askerler, esas olarak demokratik rejimlerde darbe kötü bir şeydir. Siviller yapsa da... Benim için önemli olan, herhangi bir müdahale demokrasiyi geliştiriyor mu, sınırlıyor mu? Ben ona bakarım. 27 Mayıs hareketinde, maalesef üç tane idam var ve bu tabii kabul edilemez, çok hüzün verici bir şeydir. Ama unutmayalım ilk darbe, anayasaya karşı Menderes'in Tahkikat Komisyonu ile yaptığı sivil darbedir. 27 Mayıs ona tepkidir. 27 Mayıs, Menderes'in sivil darbesine karşı darbedir.
Sayfa 152 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 1.Basķı Mayıs 2009Kitabı okudu
Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı
1961 Anayasası başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere pek çok yeniliği beraberinde getirdi.Ancak Menderes,Polatkan ve Zorlunun idamı,açık bir yara olarak kaldı.
Sayfa 24 - Bilgi yKitabı okudu
Millileştirmelerden arzu edilen sonucun elde edilebilmesi yani kalkınmamızda kullanılabilmeleri için; özel mülkiyetin devamı, ancak milli müteşebbislerce veya yerli-yabancı ortaklıklarla bu şirketlerin devir alınması ve milli sermaye stoğumuz olarak muhafazası şeklinde; iktisadi örgütlenmemizin, gümrükler ile korunan bir piyasa ekonomisi olarak
Sayfa 117 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Reklam
Aziz Nesin 1961'de Tanin'deki yazılarında "ulusçuyum" diye övünmeyi, "Ben canlıyım, benim başım var" diye övünmesine benzetiyor, "İkinci Cum­huriyet Anayasası'na" ulusçuluk ilkesinin konmaması gerektiğini savunu­yordu. Nesin, -daha sonralan-, Kemalist ya da Atatürkçü olmadığını söyle­yecek, hatta kendini öyle sayanları "Atatürk satıcısı" anlamında Atatürkçü olmakla itham edecek, ancak M. Kemal'in "pragmatik bir eklektisizm" diye tanımladığı ilerici yaklaşımına saygı duyduğunu vurgulayacaktır. Bir ideolog olmayan fakat solculuğun vasatını hem etkileyen hem temsil eden Aziz Ne­sin'in, bu fikirleriyle, '60'ların sol düşünce vasatının kıyısına kayması ilginçtir.
Sayfa 608 - İletişim Yayıncılık
Askeri düzenin hedefi 12 Eylül öncesinde var olan kargaşalık (buna "anarşi" deniyordu) durumuna son vermekti. Cuntanın varsayımına göre kargaşalık, 1961 Anayasası'nın sağladığı "aşırı" özgürlüklerinin bir sonucuydu.
Sayfa 276Kitabı okudu
Enver Ziya Karal
1906-1982 yılları arasında yaşadı. Akademisyen, tarihçi, siyasetçi. Türk Tarih Kurumu'nun başkanlığını yaptı. 1961 Anayasası'nı hazırlayan kurulun bəşkanıydı.
Sayfa 335 - DESTEK YayınlarıKitabı okudu
1961 Anayasası'nın getirdiği "laubali özgürlüklere" ateş püskürecek, daima "kuvvetli devleti" savunacaktır.
Reklam
12 Eylül siyasi olarak çok yazıldı, konuşuldu tartışıldı. Evlerde de etkisi hissedildi. Siyasi kimliği olanlar 12 Eylül sabahında eşyalarını hazırlayıp tutuklanmayı beklediler. Siyaset o kadar evlere girmişti ki, hemen her evin siyasi açıdan aktif olan bir tanıdığı vardı. Binlerce insan tutuklandı, yüzbinlerce ev endişeli bekleyişler yaşadı, büyük çoğunluğu karanlık ve acı günler geçirdi. 1961 Anayasası’na göre, demokratik rejim açısından çok falsosu olan 1982 Anayasası için referandum yapıldı, yüzde 90 küsur “Anayasaya Evet” oyu çıktı.
“Üç anayasa ortasında büyüdün: / Biri akasya / Biri gül / Biri zakkum”.
Bu şiirde Türkiye’nin anayasa tarihi üç çiçekle betimlenmiştir. “Akasya”, 1924 Anayasası’nı simgeliyor. “Gül” sözcüğü 1961 Anayasası’nın simgesi olarak kullanılmış. “Zakkum” ise bizlere yaşamı zehir eden bir dönemin simgesidir. 1980 Anayasası, çocuklarımızın geleceğini de kararttığı için ancak zehirli bir çiçek adıyla tanımlanabilirdi.
1961 Anayasası
1961 Anayasası aslında demokrasi ile pek de bağdaşmayan bir şekilde hazırlanmıştır. Milli Birlik Komitesi, CHP ve Silahlı Kuvvetler Birliği'nin desteğiyle 16 Aralık 1960'ta Kurucu Meclis'i oluşturmaya karar verdiğinde, meclisin kuruluş yasası o sırada kesin olarak kapatılmış olan DP'nin eski üyelerinin yeni yasama organına katılmasına izin vermemekteydi. Dolayısıyla Kurucu Meclis esas olarak CHP'nin ve bir grup sol eğilimli aydının kontrolünde kalmıştır. Bu Kurucu Meclis tarafından hazırlanan anayasa 9 Temmuz 1961'de halkoyuna sunulmuştur.
82 anayasası referandumu
Darbecilerin talimatıyla hazırlanan anayasa 1982'de halkın onayına sunuldu. Günümüzde Mısır ve Suriye'deki seçimlere benzer bir atmosferde oylanan bu anayasa, %91 oranından "evet" oyu aldı. 1961 anayasasına göre "evet" oylarının yüksek olmasının arkasında anayasaya olan güven değil, medyanın askeri vesayet altında olması, anayasayı tahlil edecek müessese ya da şahıslardan mahrumiyet, "hayır" oyu verilmesi durumunda ne gibi yaptırımların olacağı gibi hususlar sonuca yansıdı...
250 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.