Bu kitabın küçük küçük yazıların birleşimi olduğunu öğrendiğim de, bir de konu edebiyat olunca şöyle bir yaslandım arkama. Çünkü edebiyatsa konu tamamız
Yazarımız 2011 yılından beri kendi blog sitesinde dergilerde sürekli yazıyormuş, tanışmakta çok geç kalmak benim ayıbım olsun. Kalemiyle ilk kez onun ilk kitabıyla tanışıyorum. Kendi kendiyle konuşur gibi bazen, bazen sanki bir iç ses, bazen karşısındakiyle konuşur gibi çok güzel bir dille yazılmış birbirinden güzel öyküler var içinde. Şiir gibi bir anlatım söz konuydu kitabın genelinde. İçine çeken bir gücü vardı desem yerinde olacaktır. Okurken asla sıkılmadım, her öykünün sonunda az bir soluklanıp bir sindirme girişimine girdim öyküleri. Kitaba adını veren öykü ve Portakal başlıklı öyküsünden aşırı etkilendiğimi belirtmek isterim.
Çok yorumlamaya açık bulmuyorum öykü kitaplarını, çünkü kitabın içinde kitap gibi görürüm onları ben, her sayfada başka bir olay, başka kişiler görürüm.
Ağır kitapların arkasından beynimi ve benliğimi rahatlatan bir kitap oldu. olay yoktu, kaçma kovalamaca değil de; sanki sohbet ediyordum yazarla ve kitaptakilerle.
İlla ki en azından bir öykü de kendizi rahatlıkla bulabilirsiniz. Ayrıca gönül rahatlığıyla söylemek isterim ki, en az bir kere okumanızı öneririm bu kitabı. Ben mesela Portakal’ı sık sık okuyacağımdan eminim.
Sevgilerimle.