Sana bir vakadan bahsedeyim: Suat Derviş'in hikayesini Emin Bey okudu, ben dinledim. Yarıya geldik, Emin Bey, "Sonu malum," dedi, kesti. Ben de, "Evet, sonu malum," dedim ve okumadım. Raşit Kemali gece okuduydu kendi kendine. Bugün senin mektup gelince ona sordum: "Yahu hikayenin sonunda bir şeyler oluyormuş galiba, ne oluyor?" dedim. "Sonuna kadar okuyamadım, canım sıkıldı. Zaten sonu malum," dedi.