Herkesin seviyormuş gibi yaptığı, ancak sevginin ne olduğunu pek az kimsenin bildiği bir zamanda yaşıyoruz. Belki de bütün zamanlar böyleydi. İmam Şafii'ye,
"O kadar insanla dostluk kurdum ki
Ellerim dolu sanıyordum
Başıma bir bela geldiğinde
Kimseye acımayan zamandan şiddetliydi Dostlarımın ihaneti," dedirten hangi duygularsa ondan yüzyıllar önce yaşayan Hesiedos'a,
"Sevme beni sözlerle, şuurlu ol hem de duy içinden
Seversen beni eğer, samimi olmalı duygun
Ya sev ta içten
Ya tamamen bırak," dedirten de aynı duygulardı.
Bu kitaba inceleme yazıp yazmamakta tereddütte kaldım. Umarım yazdığıma da pişman olmam. Aslında kitabın içeriğinden çok yazmak istememe rağmen neden tereddütte kaldığım ekseninde bir şeyler karalamak istiyorum.
Bu yazıyı okuyacak çoğunluğun benden, milliyetçi bir tepkisellikle soykırım iddialarını yalanlamamı, kitabı ve yazarı lanetlememi
Coşku duy! Öyle çok neden var ki: Çiçekler açıyor, kuşlar ötüyor, güneş gökyüzünde parlıyor, bunlar için kutlama yap! Nefes alıyorsun ve hayattasın, bilincin açık, bunu kutla!
Osho
Seni kıskanan insanlardan asla nefret etme ! Sadece onların kıskançlıklarına saygı duy çünkü onlar senin onlardan daha iyi olduğunu düşünen kişilerdir.