Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mehmet Savaş hocaya hitaben;
Başka meslek seçecek olsaydınız hangi mesleği seçerdiniz? Gördüğüm hocaları hep kıskanmışımdır, onlara gıpta etmişimdir. "La Hasede illa fisneteyn." İki alanda hasede izin vardır. Onun adı da haset değildir, gıptadır. Çünkü haset, nimetin karşıdan karşıdan zevalini ve onun kendisinde kalmasını istemektir. Aynı nimetin kendisinde de olmasını, ona daha çok arzum var. Bu mesleği severek seçtiğime göre, bir klasik cevap olmasın, yine aynısını yapardım demek yerine, dediğim gibi, yaratılış gayeme de uygun olduğundan bu alanı yine seçmekte tereddüt etmezdim. “Yalnız şu iki kimseye gıpta edilmelidir: Biri, Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse, diğeri, Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.” (Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, İ’tisâm 13; Müslim, Müsâfirîn 268. İbni Mâce, Zühd 22)
Mustafa Kemal Paşa İsmet Paşa'ya hitaben" Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz. İstila altındaki topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor."
Reklam
Soğuk bir vedaydı diyemem, ama sıcak da sayılmazdı. Yanlış bir aşkı bitirir gibiydi daha çok. Sanki pişmanlıkla dolu bir teşekkür sundu bana ya da tersine, teşekkürle dolu bir pişmanlık. Mavi gri bir hayalet gibi karıştı yine insan denizine. Ölüme hitaben başladığım defterin iri harflerle yazarak dolduracağım kalan sayfalarının anafikri; Ölmek: sen ne zor bir tecrübeymişsin meğer olacak.-
Hocası (Müslim) Buhari’ye hitaben, “Sana haset edenler ancak sana öfke duyabilir. Dünyada senin bir benzerinin bulunmadığına ben şehadet ederim.”
Sayfa 9
Askerlerimize hitaben!!!
Ölümden korkup da sen geri durma Yiğidin alnına yazılan gelir.
Sayfa 201 - İNKİLÂP YayınlarıKitabı okudu
Reklam
160 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Güzel bir kitaptı.
Dersimiz Güzel Ahlak
Dersimiz Güzel Ahlak
ve
Dersimiz Namaz
Dersimiz Namaz
kitaplarını severek okumuştum. Fuarda görünce aliyım dedim. Belki yaş faktöründen sebeptir bilmiyorum ama çok sarmadı beni açıkçası. Üç dört sene önce diğer kitapları çok beğenerek okumuştum. Belki siz seversiniz.
Özkan Öze (Tarık Uslu)
Özkan Öze (Tarık Uslu)
nin kitaplarını seviyorum genel olarak ama. Güzel dinî bilgiler içeriyor. Bu daha çok çocuklara hitaben yazıldığı için çok akmadı. Ama güzel.
Dersimiz Fatiha
Dersimiz FatihaÖzkan Öze (Tarık Uslu) · Uğurböceği Yayınları · 202236 okunma
Mavi gri bir hayalet gibi karıştı yine insan denizine. Ölüme hitaben başladığım defterin iri harflerle ya zarak dolduracağım kalan sayfalarının anafikri; ölmek: sen ne zor bir tecrübeymişsin meğer olacak ...
Sayfa 126Kitabı okudu
İnsan ideallerinden vazgeçerse yaşlanır
23 nisan 1920... Ankara’da büyük millet meclisi açılmıştır. Memleketin her tarafından birçok milletvekilleri gelmiştir. Bu yeni meclise gelenlerin bir kısmı Ankara’ da hiçbir şeyin olmadığını görünce, ümitsizliğe düşmüşlerdi. Bahsedilen ne Yeşilordu, ne hazine, ne yatacak otel, hiçbir şey yoktu. Sadece, Mustafa Kemal... ... Bazılarına bu dava çürük gelmiş olacak ki, memleketlerine dönmeye karar verdiler. Bunlar geri dönerlerse mecliste huzursuzluk olacağını anlayan Mustafa Kemal, kürsüye çıktı. O gün pek heyecanlıydı. Atatürk’ ün hayatında belki de böyle canlı bir tablo doğmamıştı. Milletvekillerine hitaben : - İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağı’ na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim 
Biz, Resulullah ile birlikte Huneyn seferine çıkmıştık. Henüz, küfür ve şirkten yeni dönmüş bulunuyorduk. O sıralarda müşriklerin, silahlarını tercihen astıkları ve etrafinda toplandıkları bir Sidre, askı ağaçları vardı, buna Zâtu Envât deniliyordu. Yola devam ederken bir sidre (ağaç) gördük ve Resulullah'a mürâcâtla dedik ki: "Ey Allah'ın Resulü, onların tercihen silahlarını astıkları ağaçları gibi, bize de bir askı agacı göster!" Peygemberimiz bizim bu teklifimizi hayretle karşıladı ve: "Allahü Ekber!" demek zorunda kaldı. Sonra şöyle buyurdu: "Sizin bu teklifiniz, vaktiyle îsrail oğullarının Musa peygambere hitaben: "Ey Musa, şu kavmin tanrıları gibi, bize de bir tanrı yapıver!" demelerine benzer! Musa da onlara demişti ki: "Siz, gerçekten çok câhil bir topluluksunuz!" Demek ki sizler de, herşeye rağmen , sizden öncekilerin yolunu ve âdetini takip edeceksiniz." Şimdi, insaf ve iz'anla düşünüp hakkıyla anlamaya ve uyanmaya çalışalım! Sırf silahlarını tercihen asmak ve etrafinda toplanmak üzere, bir askı ağacı gösterivermesini Hz. Peygamber'den istemiş olmak; böyle Allah'la beraber tapılacak bir tanrı gösterilmesi teklifine benzemiş olur ve bunun buna benzediğini beyân buyuran da bizzat Hz. Peygamber olursa; bundan kat kat daha feci olan şeylerin durumu ne olur? Varın insafla siz karar veriniz!
Reklam
Benim gibi şiir sevenlere hitaben...
“Bir şiir bir geceye değer, Bir şiir bir uykuya değer, Bir şiir bir uyanmaya değer,”
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.