“Neden daha önce göze almadın?” diye sordu sertçe. “İşim gücüm yokken… Açlıktan ölürken… Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden’dım; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi, değişmedim ben. Gerçi bana biçilen kıymetteki gözle görülür ve ani artış nedeniyle bu konuda sürekli şüphelerimi gidermem gerekiyor ama değişmedim. Aynı kemiklerin üzerinde aynı ten, ellerimde aynı, ayaklarımda aynı on parmak. Aynı adamım. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta veya felsefede yeni bir fikir ortaya atmadım. Kimse beni istemezken hangi kıymete sahipsem şimdi de öyleyim. Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri…”
Sayfa 457 - Ruth, yatacak yerin yok.Kitabı okudu
"Neden daha önce göze almadın?" diye sordu sertçe."İşim gücüm yokken.. Açlıktan ölürken... Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden'dim; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum.Görüyorsun değil mi,değişmedim ben. Gerçi bana biçilen kıymetteki gözle görülür ve ani artış nedeniyle bu konuda sürekli şüphelerimi gidermem gerekiyor ama değişmedim. Aymı kemiklerin üzerinde aynı ten, ellerimde aynı, ayaklarımda aynı on parmak.Aynı adamım. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta veya felsefede yeni bir fikir ortaya atmadım. Kimse beni isterezken hangi kıymete sahipsem şimdi de öyleyim. Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hâlâ eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim dışımda bir şey için, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Gördüğüm kabuldür bu.Halbuki o kabul ben değilim. Insanların kafalarndaki bir şey o. Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar. Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran, herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi bunun için, kabul ve para için mi istiyorsun beni?"
Reklam
“Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar?
Bilmek ya da idrak, zihinsel bir üründür. Ve zihin tarafından görülen dünya öznel ve kişiye özel bir dünyadır ki bu dünya, zihnin huzursuz, durup dinlenmeyen faaliyetine bağlı olarak sürekli değişmektedir.
Sevgiliyi içinde mi eritirsin?
Sevgili adı anılnca kendinden geçmek, esrar içmişçesine donup kalmak. Dalga geçince yine esrar istemek ve tekrar donup kalmak. Sevgiliyi görünce yıkılmak, kalkınca onu yeniden görmeyi istemek. Eğer varlığın senin önünde bir engel değilse, sevgiliyi hatırlamakla kendini hatırlar, sevgili demekla kendini hatırlarsın, sevgili demekle kendin olursun. -Bu durumda sevgili bizzat kendin misin, yani sevgiliyi içinde mi eritirsin?!.. - Hayır tam tersine, sen sevgiliye hulûl eder, onda kaybolursun. Varlığın sevgilide yok olur, her şey ona yönelir, her şeyde onu ister, onu ararsın. Şu hikâyeyi hiç duymadın mı, hani birisi yollarda Mecnun'a rastlamıştı da; onu dertli dertli yoldaki toprakları eşeliyor, sanki bir şey arıyormuş gibi görünce sormuştu: “A deli, böyle ne arıyorsun?!.." “Leyla'yı arıyorum. "Hayret, Leyla topraklarda ne gezer, öylesine parlak bir inci toprağa düşer mi?” "Ben neresi olsa ararım, belki bir an gelir, onu bir yerde buluveririm."
Buradaki fikir şu: Bir terimi ancak ve ancak hiçkimse onun ne anlama geldiğini anlamadığı müddetçe kullanın. İstisnai; spektrumun her iki ucuna da atıfta bulunuyor, demek ki ben tüm hayatım boyunca istisnai olmuştum.
Sayfa 163 - Koridor Yayıncılık
Reklam
1k da kendini övenlere söylemek istediğim!
"BEN BİR DAHİYİM VE BUNU BİR TEK BEN BİLİYORUM!" Başını salladı, pis pis sırıttı ve "s.ktir git!" dedi, "sen götün tekisin! "
Sayfa 61
Savruluyorum Allah’ım. Yerimde gerçekten yeller esiyor. Mevsim kırlangıç dönümü, Ve ben kaderiyim bir çınar yaprağının. Bir fare kapanında ezilmiş zihnim bulamıyor mekânsal izzetini Öyle eğreti, öyle aidiyetsiz ki varlığım Planda yokmuşum da, son anda dünyaya kabul edilmişim gibi. Gidiyorum işte vedâları süzerek imbiklerden Balıkların taht kurmadığı deryalardan, Kuşların imzasını atmadığı göklerden geçerken Geçemiyorum insanın insana tapuladığı yeryüzünden.. Öylece kalıyorum ortada yersiz ve mekânsız Araf desen değil, kafes desen hiç değil. Sen söyle de bileyim artık Allah’ım Âleminde benim de yerim var mıdır? |Ravza Karakülah
74 syf.
6/10 puan verdi
Farklı bir kitaptı, bitirdikten sonra ilk bunu düşündüm. Senin hislerin ve düşüncelerin ile farklı konulara çekilebilecek bir öykü ve muhtemelen çıkarılacak mesaj birçok kişi için farklı olur. Ben birine bel bağlamanın ne kadar fazla kapı kapattığı hakkında kafa yordum en başta fakat kitabın ortalarına doğru insanlık ve çaresizlik konuları daha çok içine çekti beni, özellikle neden bilmiyorum ama Gregor'un sırtında kalan elma beni mahvetti, onun yavaş yavaş ölümünü okumak da öyle. Zaten kısa bir kitap, okumak için gayet ideal. Ben beğendim ve gelecekte fikirlerimin değişeceğini düşündüğümden tekrar okumayı da planladığım bir kitap oldu.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022221,6bin okunma
“Bitirdim ben… Koydum lavtamı kenara. Mor üçgüller arasında Gölgeler asılı durdukça Şakımak da sona erdi, şarkılar da. Bitirdim ben… Koydum lavtamı kenara. Eskiden bülbüller gibi erken, Çiy düşmüş çalılarda öterken, Kestim artık sesimi. Yorgun bir ketenkuşuyum şimdi. Dudağımdaki ezgiler bitti, Örttüğüm zamanlar geçip gitti. Bitirdim ben. Koydum lavtamı kenara.”
Sayfa 402 - lavta: ud’a benzer bir enstrümanKitabı okudu
Reklam
344 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Beklediğimden çok iyi çıktı kitap. Canım yazarımın baş kahraman olması da severek okuttu kitabı bana. Agatha christienin kaybolduğu o 11 günde neler yaşandı, neler oldu? Herkes çok merak etmektedir. Agatha christie bu olaydan uzun bir zaman sonra gazeteciye bir röportaj verir. Tek bir şartla. Ölümünden 40 yıl sonra yayınlanmak şartıyla. Gazeteci de bunu yapar, bu kitabı 40 yıl sonra yayınlanır. Agatha christie bir gün bir adam tarafından takip edilir ve bir teklifle hatta bir tehditle karşı karşıya kalır. Evliliğinde de sorunlar yaşayan Agatha kabul etmek zorunda kalır. Ve olaylar ondan sonra hızlı bir şekilde yaşanmaya başlar. Ben zevk alarak okudum.
Cinayet Ustası
Cinayet UstasıAndrew Wilson · Altın Kitaplar · 202185 okunma
Gökyüzüne tırmanmak için devasa merdivenler... İçerisi bomboş, in cin top oynuyor. I am alone diyebileceğim kimse yok. Theresa May hükümetinin 2018 yılının Ocak ayında açtığı Yalnızlık Bakanlığı'ndayım. İngilizler yalnızlıktan söz ederken iki farklı sözcük kullanıyorlar: Loneliness, "kişinin kendi seçimi olmadığı halde yalnız olması" ile *Solitude, "kişinin kendi seçiminin sonucu olarak yalnız olması" Fransızcada iyi ya da kötü her iki duruma da işaret etmek için tek bir sözcük kullanılıyor, iki tane olmasına gerek de yok zaten, insanların yüzünden hangisi olduğu okunuyor. Fransızcada İngilizlere özgü o soğukkanlılık yok.(solitudine)
"Zararlı bir işe hizmet ediyorum ve aldattığım insanlar için aylık alıyorum. Namuslu değilim, ama ben tek başıma bir hiçim, kaçınılmaz olan sosyal kötülüğün küçük bir parçasıyım sadece. İlçedeki bütün memurlar da zararlı kişiler ve hepsi havadan para alıyorlar. Demekki namuslu olmamamın suçlusu ben değilim, zaman. İki yüz yıl sonra doğsaydım bambaşka biri olabilirdim. "
282 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
•Yaşanmış Esrarengiz Olaylar - Ergün Candan
"Ölüm ruhları yok edemiyor." Merhabalar... Bu kitabı da büyük bir beklentiyle aldım ve listemdeki kitapların önüne koyarak okudum... Bilinmeyene yönelik bitmek bilmez merakım, ilgim ve belki de yıllar yılı kafama takılan soruların cevaplarını bu kitapta bulabilirim diye. Beğendim mi, beğenmedim mi bilemiyorum. Yine de beğenmedim
Şahitler ve Belgelerle Türkiye'de Yaşanmış Esrarengiz Olaylar
Şahitler ve Belgelerle Türkiye'de Yaşanmış Esrarengiz OlaylarErgun Candan · Sınır Ötesi Yayınları · 199980 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Merhaba 1K ailesi! Bugün sizlere Ayfer TUNÇ'UN Osman adlı eserini yorumlayacağım. PDF şeklinde okudum. Osman... Ne desem ne yazsam bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey var, seninle resmen arkadaş oldum! Seninle ağladım, seninle güldüm, yeri geldi seninle küfür ettim, seninle o kaza anını yaşadım.. Osman ile tanışsaydım, ben yanındayım derdim, çünkü Osman ile ortak özellikler taşıyoruz, Osman'ın annesi de kanserdi, bunu okurken o duyguyu, o üzüntüyü iliklerime kadar yaşadım. Osman'a sımsıkı sarılmak isterdim, her şey iyi olacak demek için... Sana kızsam mı, üzülsem mi bilmiyorum Osman, kendi hayatını kurmak isterken planlar değişti, hayat seni durduğun noktadan çok başka bir yere getirdi.. İlk aşkı Şebnem ile tattın, sonrası ise tam bir facia! Hayat Osman'a iyi davranmadı, yazdığı defterlerde bunu okurken hissettim; "Güzel değil yaşamak. Ya da güzeldi bir zamanlar." dediğinde de bu duygu vardı.. Seninle tanışmak, seninle her duyguyu tatmak çok güzeldi Osman, şarkılarını dinlemek bile harikaydı! Ayfer TUNÇ'UN değerli eserlerini, daha doğrusu üçlemeyi bitirdim. Ba yıl dım! Hele ki Osman.. okumaya ara verince bile aklımda hep kitap vardı, acaba şu an ne oluyor, ya da ne olacak diye düşündüm. Biliyor musunuz yeri geldi sırf Osman'a duyduğum üzüntüden dolayı kendimi de mutsuz hissettim; kitabın içine dalıp Osman'ı oradan çekip almak istedim.. Galiba ben kitabı okumuyor, adeta yaşıyorum. Ayfer TUNÇ, kalemiyle bunu bana hissettirdi, okumayan varsa lütfen okusun, okuyun, keyifli okumalar diliyorum.
Osman
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,709 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.