Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku.
İlhami Algör'den okuduğum ilk kitaptı. Filminin de olduğunu öğrenince kitap biter bitmez filmini de izledim.
Kitap başkahramanımızın iç dünyasından oluşuyor. Kitap yazmak istiyor ama bir türlü kitaplarının sonu gelmiyor. Çünkü ilhama ihtiyacı var. Aslında bu ilham da sevdiği kadından ayrılmasıyla geliyor. Ayrılık acısı en büyük ilham değil
Bu incecik kitap insanın içinde ona
hükmeden acımasızlığı, yalın bir şekilde anlatıyor.
Acımasızlıkla kurulan düzenin taraftarlarının fazlaca oluşu şaşılacak şey doğrusu.
Korkudur belkide insanları körü körüne birinin peşine takan,ya da aynı vicdansızlığı taşıyor olmaları..
110 syf.
·
Puan vermedi
Fransız Devrimi’ne giden süreçte yaşamış ve yazdığı eserleriyle devrime giden süreçte etkin rol oynamış olan Sieyès'in şüphesiz en etkili eseri bu kitaptır.
Kitapta Devrim öncesi Fransa'da toplumun üç tabakadan oluştuğundan bahsedilir: Soylular Sınıfı, Din Adamları ve Üçüncü Sınıf. Üçüncü sınıfın daha görünür olması gerektiğini buna rağmen hak ettiği konuma gelemediğini, emeğinin karşılığını alamadığını düşünen Sieyès kitapta üç soru sorar ve bu sorulara cevap arar.
İlk sorusu üçüncü sınıf nedir? Cevap; her şey. Şimdiye kadar siyasal düzen içinde ne idi? Hiçbir şey. Ne olmak istiyor? Bir şeyler.
Üçüncü sınıfın aslında ulusun ta kendisi olduğunu ve hak ettiği konumda olması gerektiğini savunur yazar. Bu tutumunda haklıdır da. Uluslararası ilişkiler öğrencileri ve konunun meraklıları için Fransız Devrimi’ne giden sürecin nasıl bir atmosferde gerçekleştiği, Fransız toplumunun sınıflı yapısı ve daha birçok şeyi bulabilecekleri, tabiri caizse ilk ağızdan 18. yüzyıl Fransa'sının ve Fransız Devrimi’ne neyin ya da nelerin sebep olduğunu anlatan nadide bir eser.
Zülfü Livaneli'den önce Türk yazarlara oldukça ön yargılıydım. (Şu an en sevdiğim Türk yazar) Şairlere değil tabii ki :)) Yazarımızla yani Zülfü Livaneli ile "Son Ada" da tanışmıştım. Ama Kardeşimin Hikayesi beni daha çok etkilediği için her anı her cümlesi her kelimesi heyecan dolu olduğu için hem çok okumak isteyip hemde bitmesin diye azar azar okuduğum için, kıyamadığım için sayamadığım daha birçok nedenden dolayı bu harika esere inceleme yazmak istedim. Kitabı puanlarken kendimi sorguladım. Bu 10 puansa öncekilere nasıl 10 verdim diye düşündüm. Sanırım tekrar gözden geçireceğim. :) Kitabın içerisine çok girmek istemiyorum. Biliyorum ki girersem spoiler veririm :)) Spoiler verip alacağınız keyfi bi tutam bile azaltmak istemem. Bu kitabı görüp, gelip incelememi okuyan okurlara diyeceğim, Zülfü Livaneli benim ön yargılarımı Son Adayla kırmaya başlamış ve Kardeşimin Hikayesi ile zirve yapmıştır. Hani klişe bi soru vardır ya "hafızanızı kaybetseniz ilk hangi kitabı okursunuz veya filmi izlersiniz" diye. Bu soruya vereceğim 3 cevaptan biri mutlaka Kardeşimin Hikayesi olurdu. İncelememi yazarken kitaptan aldığım zevk kadar zevk aldım. Sizlere de hem İncelememde hemde kitapta keyifli, iyi okumalar.
Spoiler!!!
SPOILER var yoksa düşüncelerimi başka türlü anlatamazdım.
İlk izlenimimde bulduğum saçmalıklar;
Alex Ava’ya soru soruyor cevap beklemiyor (cool erkek kasmaları)
Ava sürekli kendini aşağılıyor (deliricem),
Ava Alex’in teşekkürüne saçma bir şekilde çok şaşırıyor (Wow teşekkür etti!!!)
Alex’in herşeyi çok pahalı bu arada, multimilyoner IQ var,
Evet her aşamada Alex’in ne kadar zengin olduğunu belirtmemiz kaçınılmaz,
Operation Emotion? Bu ne saçmalık?
Nedeeenn?!! diye bağırasım var.
Çıldırıyorum, bitirebilirsem incelemeye devam edicem.
Sonunda bitirdim.
Genel olarak izlenimlerim;
Nah. Sevemedim bu kitabı. Ikındım resmen kitabı bitirmek için.
Ne kadar klişe varsa hikayeye yerleştirmiş yazar.
Çok sığ, çok yüzeysel, karakterlerler derinleştirilmemiş. Özellikle Alex tutarsız ya da düşünce ve davranışları istikrarsız. Bu da karakterlerle bir bağ kuramamana sebep oluyor.
Bazı kitaplarda baktığın zaman iyi değildir ama seversin, arkadaş olursun ama bu kitapta bu olmuyor. Yüzeysel kalmış herşey. Serinin diğer kitapları nasıldır bilmiyorum, okur muyum bilmiyorum.
9.6'dan 10
Sürekli olarak internette, birinin kitaplığında/önerisinde, 1K'da görüp nedendir bilmiyorum -tahminimce kapağından ya da isminden dolayı olsa gerek- itinayla okumaktan çekindiğim bir kitabı okudum sonunda. Aslında başka kitaplar almak için yaşadığım ilçedeki küçük kütüphaneye gitmiştim ama onları bulamayıp raflarda gezinirken bu kitabı
