Bir çocuk tırnaklarını kestirmiyor. Acıyor, diyor çocuk. Anne çocuğu giysilerinin kemerleriyle iskemleye bağlıyor. Çocuğun gözleri doluyor ve bağırıyor. Tırnak makası durmadan düşüyor annenin elinden. Her parmakta makas bir kez yere düşüyor, diye düşünüyor çocuk.
Kemerlerden birine, çimen yeşili olanına kan damlıyor. Çocuk biliyor: bir yerin kanarsa ölürsün. Çocuğun nemli gözleri anneyi iyi seçemiyor. Anne çocuğu seviyor.
Kurtulamadığı bir bela gibi seviyor ve bir türlü durmuyor, çünkü tıpkı çocuğun iskemleye tutsak olduğu gibi onun aklı da sevgisine tutsak.