Orhan Pamuk’tan okuduğum ikinci kitap ve ikisinde de kötü ayrılmadım.
Bu kitabında Mevlüt’ün fakirlikle köyden İstanbul’a gelmiş İstanbul’un hızla değişen akışıyla yaşamaktadır.
Köyden kaçırdığı kızla başlar hikaye.Zaten bir destan olduğu aşk hikayesi olduğunu hemen anlarsınız.
Çok sıkıldığım zamanlar da oldu.Mevlut’un saf hali beni çok yordu.Fakat onun iç hesaplaşmaları kendi kendini eleştirmesi ya da yarınki adımı düşünmesi beni çok etkiledi. Bozacılıktan asla vazgeçmeyip diğer işlerinde sürekli olarak iş değiştirmesi Mevlüt’ün kaderi. Nede olsa kitapta Kısmet ve Niyet tabirlerini anlamlarını cok görüyoruz.Spoiler vermeden kitabın genel hatlarını anlatmaya çalıştım.Umarım begersiniz.
Ki şöyle bi detay vereyim Orhan Pamuk Nişantaşı çocuğu olarak bu kitabı böyle yorumlaması baş yapıt.
Ayrıca şunu da söylemek istiyorum. Bundan 30 40 50 yok önceki İstanbul’u cok iyi anımsıyorsunuz.Ve değişen insanları ,yaşamları,evleri,binaları görüyorsunuz.Bu tamamen gerçek hissettirdi.Arkaya bakınca hiç bişeyin aynı kalmadığını anlıyorsunuz.
Keyifli okumalar
Arkadaşlar "Bunu kesin okumalısın" dediginiz dünya klasikleri var mı?
Özellikle Stefan Zweig kitaplarından. Yorumlariniz fikirleriniz kıymetli, simdiden teşekkürler. 😊😌🙏🏻💖
Orhan Pamuk kitap okuma alışkanlığı olmayan kesimin uzak düştüğü yabacı kaldığı bir yazar. Bir okur olarak hayranlıkla okuduğum güçlü bir kalem. 2019 yılında kurgu, roman tarzı hikayelerinin çoğunu bitirdim. Geriye çoğunlukla hatıralarını kapsayan eserleri kaldı. Kısa kısa okuduğum eserler hakkında yorumlarımı paylaşmak istiyorum:
Masumiyet Müzesi : En beğendiğim eseri. Resmen beni kurgunun içerisine aldı.
Sessiz Ev : Orhan Pamuk üslubundan uzak bir eser gibiydi. Çok güzel bir hayat hikayesi vardı. Bir yaz dönemini anlatmasına rağmen akılda kalan bir eser.
Cevdet Bey ve Oğulları : Uzadıkça uzayan bir eser. Sürekli hayati sorgulamaya geçen devinimin öyküsü. Bazen uzunluğu gözü korkutsa da gayet iyiydi.
Kafamda Bir Tuhaflık : Masumiyet müzesinden sonra en çok etkilendiğim eseri diyebilirim. İstanbul hayatına adapte olmaya çalışan gencin öyküsü.
Yeni Hayat : Bir gencin kişilik kazanma, birey olma mücadelesi.
Kara Kitap : Yazarın en çok zorlandığım eseri. Defalarca bırakmayı düşündüysem de ısrarla okumaya devam ettim. Belki tekrar okurum diye düşünüyorum.
Kırmızı Saçlı Kadın : En absürt eseri. Bence gerek yok dediğim bir eser. Tabiki basarili ancak konu absürt geldi bana.
Beyaz Kale : Kısacık ve akıcı bir eser. Birçok eserinden ince olsa da yoğun bir kitap.
Kar : Gerçeklikten esinlenerek yazılan bir dönemin siyasal etkileri ve sosyal dokusunu birçok yansıtan başarılı bir eser. Herkesin okuması gerekir diye düşünüyorum.
Kırmızı Saçlı Kadının konusu absürt değil bence, bir efsaneyle açıklanıyor falan beni gayet konunun içine aldı. Gayet gerekli bir eser. Aynı zamanda Kral Oipidos efsanesi ve Firdevsi'nin Şehnamesi'ni okumaya özendiriyor. Olmasa da olur bir eser değil🙄