510 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle bu romanın tarihi referans alarak yazılmış bir kurgu olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Malesef milletçe, romanları, filmleri, dizileri komple gerçek tarih sanmakta üzerimize yok :) SLoven Bartol da 2. Dünya savaşı yıllarında, o zamanlarda yapılmamış olanı yaparak, kendi halkını değil de, İran'da Şii müslümanlarla, Selçuklu Türkleri
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241.9k okunma
248 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Türkiye - Finlandiya
Türkiye ile Finlandiya arasındaki siyasi, diplomatik, kültürel ve ekonomik boyutları ele alan bir kitap. Türk-Fin ilişkileri üzerine yazılmış kitap bulmak zor. Yazarda buna istinaden aldığı burs doğrultusunda bu konuyu araştırmış ve 1917'den yani Finlandiya'nın Rusya'dan bağımsızlığa kavuşması döneminden 1980 yılına kadar geçen sürede yaşanan
Türkiye - Finlandiya İlişkileri
Türkiye - Finlandiya İlişkileriEvren Küçük · Atatürk Araştırma Merkezi · 20175 okunma
Reklam
Eskiye güzelleme düzmekten vazgeçmeli. Su yok bir kere. Elektrik yok. Araştırma imkanı az, PDF yok. Hele Anadolu'da yaşıyorsan kitap hiç yok. "Ben 1900'lerin insanıyım." Darbeler, 2 adet dünya savaşı, ölümler, İspanyol gribi, cinnetler... Bırak. Olma.
488 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
İlya Ehrenrenburg'un 2.Dünya savaşı öncesi ve sonrasında dünyanın tarihi çizgisini şekillendirecek tarihi roman serisi Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga. Paris Düşerken'i okurken açıkçası yorulmuştum. Nedeni çok fazla karakterin yer alması. İkinci seri kitabı FIRTINA'da baştan not alarak okudum. Kitaba gelecek olursak, Paris Düşerken
Fırtına (1. Cilt)
Fırtına (1. Cilt)İlya Ehrenburg · Evrensel Basım Yayın · 2014191 okunma
50 syf.
·
Not rated
"İçinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin.” 2 Dünya Savaşı da kuşkusuz hem biz Türkler hem de savaşa dahil olmuş olan tüm ülkeler için ölümlerin, silahların, yıkımların olduğu korkunç günlere sebep olmuştur. Bazen insan bu olaylara şahit olmadığına şükrederken buluyor kendini, özellikle de Stefan Zweig eserlerini okurken… Kitabımızın baş karakteri Ferdinand adında ressam bir adamdır. Savaştan kaçarak eşiyle birlikte İsviçre’ye sığınan Ferdinand, bir gün özgür hayatına yapılmış bir darbe gibi ellerine ulaşan bir mektupla konsolosluğa davet edilir, askerliğinin tespiti için. Bu hem onun hem de eşi için korkunçtur. Bir tarafta ülkesine askere çağırılmasından dolayı duyduğu rahatsızlık veren kafa karışıklığı, öte yandan da savaş karşıtı tutumları ve eşi… Peki, Ferdinand ne yapacaktır? Zweig’ın eserlerinde insanı boğan rahatsız edici bir çaresizliğin hâkim olduğunu biliyoruz. Ben onun pek çok eserini “Yarım mı bıraksam acaba... Zaten kısacık kitap bitirsem mi?” diyerek ikilemlerde okuyorum her seferinde. Bu eserini de keza aynı o şekilde okudum. Yine de edebi yanlarıyla sizi alıp götürüyor. Dünya’nın birbiriyle boğuştuğu korkunç bir savaş için askerliğe çağırıldığınızı düşünün, belki de savaşın yanlış taraflarında savaşmak için… Peki, siz bu eseri okudunuz mu?
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162.3k okunma
52 syf.
·
Not rated
Stefan Zweig’in hemen her kitabını okumuş biri olarak bu kitabın Zweig’in diğer eserlerine göre daha basit kaldığı hissine kapıldım. Bilmiyorum belki de aşk romanlarını sevmediğimden kaynaklanıyordur... Kısaca kitabın konusundan bahsedeyim, binbir zorluk ve güçlükle doktor olan bir adam, patronu hastalanınca onun evinde kalmaya başlar. Bu süreç içerisinde ise maalesef patronun karısına aşık olur. Tabii kadından da ona karşı boş değildir. Böylelikle yasak aşk başlamış olur. Buldukları her fırsatta buluşmaya çalışırlar, birbirlerine gizlice mektup yazarlar. Fakat bir gün patron iş için onu 2 yıllığına Meksika’ya yollayacağını söyler. Adamın dünyası başına yıkılır. Sevdiği kadından 2 yıl nasıl ayrı kalacaktır? Sonuç olarak istemeyerek de olsa Meksika’ya gider. Tam dönmesine sayılı günler kalmışken Birinci Dünya Savaşı çıkar ve bu süre tam 9 seneye kadar uzar. Acaba adam döndüğünde aralarındaki aşk hala taze mi kalacaktır? İlk günkü hislerle birbirlerini sevecekler mi? Yoksa ikisi de birer yabancı mı olacak?
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326.7k okunma
Reklam
260 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
"Ben, ayın dokuzundan beri aranmakta olan ve toplanan bir kitabın yazarıyım!" Mustafa Ural'ın şiir kitabı sakıncalı bulunduğu için aranıyordu. Ama Mustafa Ural bir öğretmen , bir baba , bir eş, çok sevilen, çok iyi öğrenciler yetiştirmiş, vefalı arkadaşları olan belki biraz solcu, toplum bilinci çok gelişmiş, her zaman halkının yanında olan, halkın sıkıntılarını kendine dert edinen,bir şiir kitabının yazarı... Bütün bunların yanında Ülkede 2. Dünya savaşı zamanları, ekmek karneyle, kömür karneyle, aksamları geç saatlerde dolaşmak yasak, kimliksiz dışarı çıkmak yasak, çıktığında nezarete atılıyorsun. Böyle sıkıntılı ve ülke olarak savaşa zorlandığımız, zamanda çikarılan şiir kitabı için ayrıca suç olabiliyor. Türkiye üzerindeki baskılarında bu duruma etkisi çok... "Evet bir düzen gerekirdi, ulusça mutlu olmak için bu sömürüye dayanmayan, başka ulusların bağımsızlığına, özgürlüğüne saygı göstermeyi öngören bir düzen olmalıydı!" Bu tarz bir düşünce tarzı olan ozanı mahkum etmek ne kadar doğru olur ? "Gerçeklerden neden korkuyorlardı bu kadar? Emekçinin uyanışından mı yoksa işçinin uyanıp belli bir sınıfın adamı olduğunu benimsemesi den mi? Peki, uyanırlarsa ne olurdu? Hemen kendilerini sırtlarından silkeleyebileceklerine mi inanıyorlardı? Bu, o kadar çabuk, o kadar kolay mı olacaktı?" Tarihi kimliği, dönemi tüm yönleriyle anlatması beni çok etkiledi. Mutlaka okuması gereken bir kitap.
Karartma Geceleri
Karartma GeceleriRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 20174,503 okunma
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
442 syf.
9/10 puan verdi
21.yüzyılın savaş ve barışı olarak kabul edilen, yazıldığı dönem basılmaması için kopyaları devlet güçleri tarafından yakılmış, yasaklanmış bir kitap. yazarın otobiyografik öğelerini de taşıyan eser, 2. dünya savaşı döneminde okuyucularını, stalingrad cephesine, havacılık üslerine, toplama kamplarından, hapishanelere, köy ve şehirlerde yaşayan halkın günlük yaşamından, rus devlet fizik enstitüsüne kadar çeşitli, her biri ayrı insanın yaşamlarına götürüyor. topyekün bir dönem portresi başarıyla çizilmiş. yazarın cephede gazeteci olarak savaşta bulunması da yaşananları aktarmadaki gerçekçilik hissini arttırmış. edebi anlatışı zayıf, hikaye anlatıcılığını ise daha başarılı buldum. nasyonel sosyalizm ne kadar kötüyse stalinizm de bir o kadar kötü, almanlar ne kadar acılar çektirdiyse, stalin de kendi milletine bir o kadar acı çektirmiştir demek istemiş yazar bana kalırsa. 3 kitaptan oluşan eser, 1200 sayfa civarı. karakter çokluğu, rus isimlerin benzerlikleri, sık sık bölüm karakter değişiklikleri okumayı güçleştirmiş. okuyacaklara tavsiyem kağıdı kalemi çıkarıp karakter listesi çıkarmaları olur, ben zaman zaman karakterler-olaylar arasında kayboldum desem abartmış olmam. son olarak bendeki baskıda 2. kitap 40-50 sayfa civarı yanlış basılmış, sayfalar yok ve önceki basımlar tekrar yazılmış. ciddi bir dizgi hatası vardı. kitabı edinmek isteyenler buna dikkat etmeliler.
Yaşam ve Yazgı
Yaşam ve YazgıVasili Grossman · Can Yayınları · 2015230 okunma
KARADUTUM ÇATALKARAM ÇİNGENEM.... "Adı, MARİ Gerekmezyan'dı.. Türkiye'nin ilk kadın heykeltraş larından biriydi.. Ermeni asıllıydı.. Güzel Sanatlar Akademisi'nde misafir öğrenciydi.. Çok başarılıydı.. Okulda bir asistana aşık oldu.. Asistan ünlü bir ressam ve şair di.. Üstelik de evliydi.. Delice sevdiler birbirlerini.. Dillere
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.