Neyin delilik sayılacağını, devlet tarafından tedavi ruhsatı verilen resmî şifacılar, psikiyatristler belirliyor. Deliler, deliliklerinin özgürlüğünü yitiriyor.
Beklenmedik şeylerden korkarız.
Delilerin, beklenmedik şeyler yapmaları beklenir.
Bizler ise, beklenmedik şeyler karşısında ne yapacağımızı bilemeyiz. Tüm mesleki, toplumsal ve cinsel ilişkilerimizde, her şeyi önceden bilmek ve denetlemekten hoşlanırız.
Gerçekten denetleyemediğimiz tek şey olan düşlerimizi de ya unutur ya bastırırız.
Hiç şüphesiz kader, seni hastalığından kurtarmayı benden daha kolay yapacaktır. Ama, senin histerik acılarını ikimizin ortak bir umutsuzluğuna dönüştürebilirsem, bu işten kazançlı çıktığına sen de kendini inandırabileceksin.
"Biz, özgür olmaktan korkuyoruz aslında. Yerleşik düzenin dikte ettiği, herkesin de karşılıklı olarak kabullendiği tutum ve davranış sınırlarının içinde kalmak istiyoruz. Bizi nihai bağımsızlığa götürecek adımı atmaya cesaret edemiyor, kendi içinizdeki sese kulak vermekten çekiniyoruz. Çünkü öyle yaptığımız zaman, bize genellikle deli deniyor. Bize deli denmesini istemiyoruz. Bize deli denmesinin ve deli muamelesi yapılmasının sonuçlarına katlanacak gücümüz yok."
"Deli olmaya cesaret edemediğimiz, ama yine de özgürlüğün özlemini çektiğimiz için, deliliği bu son derece basit davranışlara indirgedik; ama bu eylemlerin böyle adlandırılması, deliliğin sonsuz ifade biçimlerine haksızlık demektir."