" Pro-Israil " Sarıgül, Obama'yi ziyaret etmek istiyor
Sarıgül'ün öngörüsü doğru çıkmamış; 2007 seçimlerini kaybeden CHP lideri Deniz Baykal henüz istifa etmemişti.
Acaba kavuşur muyuz?
Yoksa serap ülkesinde mi olur buluşmak? Sonra gider, kaybolur gölgesi Ve azaba dönüştürür anıları. Böyle soruyor kalbim, yokluğundan sonra uzayınca günler. Rüyamda gülümseyen hayalin görününce Sanki cevabı duyar gibi oluyorum: Viran ülkeye hayır dönsün diye, Bu zor yolda beraber yürümedik mi? Tüm arzulardan vazgeçerek Bu dikenli yolda ilerledik
Sayfa 35 - Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Başkasının sırtından geçinmeyi seven ve bunu sermayeleştirenler için Nazım Hikmet bulunmaz bir mevzi, bir rezerv üretti hiç farkına varmadan. Asal bölünüşü devlet ile memleket kutupları iken bu gizi atlayıp sol-sağ, ilerici-gerici türü ithal tas­niflerle kıyılan ülke insanı, bir de Nazım Hikmet odaklı kamplara kapatıldı . Türki­ ye'de sol kültür Nazım Hikmet' i bayraklaştırdı ve sanayileştirdi. Nazım Hikmet kev­girinde ayıkla(n)mak, solun geliştirdiği bir rozet mantığıdır. Bu yoııa bir yandan ge­niş halk kitleleriyle irtibatın kodu, şifresi görevini üstlenmiş bir Nazım hikmet ro­mantizmi yaratıldı .Bu romantizmin sağladığı söylem manevraları. solculuğun taban sorununu çözebilecek koridorlar açtı
Mehmet Akif na­sıl Diyanet patentli hutbelerin en fazla aşındırdığı tok sesli bir azarlama konservesi­ne indirgenmişse; Necip Fazıl nasıl sadece Sakarya Türküsü 'ndeki, Zindandan Meh­met'e Mektup'taki öfke virtüözüyse, Yahya Kemal nasıl sadece şanlı sayfalar müze­siyle İstanbul kartpostalından ibaretse benzer modülasyon tuzağına Nazım Hikmet de düştü, düşürüldü.
Sayfa 32 - Hece dergisiKitabı okuyor
Kavramların tokuşturulurken kişilerin bir sipere, siperden atılan bir bombaya; karşı tabyayı vurmak için mitralyöze kolay dönüştürülebildiği bir ortamda Nazım Hikmet ne yazık ki şiir verimi yerine siyasal macerasının dolambaçlarına boyandı .
Sayfa 32 - Hece dergisiKitabı okuyor
Bir şairi kendi yurttaşından,kendi dildeşinden farklı kılan ana hat, onun gündelik dilden ibaret bir imlemeler ağına rıza göstermemesidir. Bu bir memnuniyetsizlik ta­kıntısı değildir elbet. Kendi dilinin genişliğinden ve derinliğinden duyulan bir şüphe­nin, dile karşı muannid bir tatminsizliğin çok üstünde bir algı keskinliğidir bu olsa olsa.
Sayfa 31 - Hece dergisiKitabı okuyor
Reklam
Şair hangi dünya görüşünden hangi yaşantı stilinden beslenirse beslensin kesin bir çizgiyle ayrılır toplumundan: O sosyal organizasyonun örgülediği bir kişilik, ko­lektif kabullerin onayından geçmiş bir dilsel figür olamayacak kadar başarısızdır.
Sayfa 31 - Hece dergisiKitabı okuyor
"NEREDEN GELİP NERE GİDİYORUZ?
Nereden gelip nereye gidiyoruz? Belimizi doğrultup kalktığımızdan beri iyi ayak üstün, kolumuzu bir soya boyu uzattığımızdan beri, Taşı yonttuğumuz beri yıkan da yaratan da biziz yıkan da yaratan da biziz bu güzelim, bu yaşanası dünyada Nereden gelip nereye gidiyoruz? Arkamızda kalan yollarda ayak izlerimiz kanlı, arkamızda kalan yollarda ulu uyumları ellerimizin, aklımızın,yüreğimizin, toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte. Nereden gelip nereye gidiyoruz? kanlı ayak izlerimiz midir önümüzdeki yollarda duran? bir cehennem çıkmazında mı sona erecek önümüzdeki yollar? Nereden gelip nereye gidiyoruz?
Sayfa 29 - Hece dergisiKitabı okuyor
Nazım Hikmet
"Komünizmin tüm dünyada tam zaferine, yani dünyada ne para, ne devlet, ne si­lahlı kuvvetler, ne partiler kalmayıncaya kadar, bu koşullar oluşuncaya kadar küçük ya da büyük kişi tapınmacılıklarının ortaya çıkma tehlikesi he zaman vardır. Buna karşı mücadelenin biricik silahı, Lenin ilkelerinin doğru bir kavranışı ve tüm sosya­list ülkelerde, siyasal ve toplumsal yaşamın tüm alanlarında gerçekleştirilmesidir."
Sayfa 26 - Hece dergisiKitabı okuyor
"Bazen bir şeyin ismi, cisminin tamamen zıddı olabilir. ..
Sayfa 24 - Hece dergisiKitabı okuyor
Reklam
''Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye' de de istikbal amele sınıfınındır."
Sayfa 24 - Hece dergisiKitabı okuyor
"Türkiye'de, günümüze dek, bir ulusal burjuvazi gelişmemiştir. Kemalizm, dev­let erkini böylesi bir burjuvazinin oluşumunu kolaylaştınnak için kullanan bir bürok­rasiden başka bir şeyi temsil etmemektedir. Ancak gerici ve feodal güçler bu bürok­rasiye karşı manevralar çevirmekte; bu da bürokrasiyi kendini bir terör rejimiyle sa­vunmak zorunda bırakmaktadır. Proleteryanın Kemalist hükumete karşı siyasal mü­ cadelesi, gericileri desteklemeye eş değer olacaktır; zaten Türk proleteryası da çok zayıf, deneyimsiz ve sınıf bilincinden yoksundur. TKP' nin halihazırdaki görevi, emekçileri eğitmekten, onların kısmi istemlerini desteklemekten, onlarda sınırlarının dayanışma duygusunu uyandırmaktan ibarettir." (Şevket Süreyya'nın Dr. Şefik Hüs­ nü'nün raporundaki görüşleri, 1 927).
Sayfa 24 - Hece dergisiKitabı okuyor
Burjuvazi iktidara yerleştiğinde bir demokrasi vaki değildir.
Sayfa 23 - Hece dergisiKitabı okuyor
insanları bu cemiyet şartları berbat ediyor. Yeni nesil bu şartlar ortasında yetiştigi müddetçe nafile. Bundan dolayı çocukları aileden alma­lı. Dağbaşı gibi münzevi yerlerde mektepler açmalı. Bu pis cemiyete temas ettirme­den yetiştirmeli. Böylece sağlam zihniyetli bir nesil meydana gelir."
Sayfa 20 - Hece dergisiKitabı okuyor
Örneğin eğer yaşlanmaya neden olan epigenetik değişiklikleri belirler ve önleyebilirsek en azından yaşlanmanın hızını azaltabilir veya gençliğin süresini uzatabiliriz. Bunu gerçekleştirmek, hücrelerimizi yeniden programlayabilmek demektir. Eğer bunu başarabilirsek kendi vücut hücrelerimizden herhangi birini yeniden programlayıp kök hücre haline getirebilir, daha sonra da hastalık veya yaşlılık nedeniyle zarar görmüş veya yaşlanmış dokularımızın hücrelerine dönüştürüp söz konusu dokuların tamirinde kullanabiliriz. Böyle bir noktaya ulaşmanın uzun yıllar alacağı düşünülmüştü. Fakat Japon araştırmacı Shinya Yamanaka'nın 2007 yılında gerçekleştirdiği olağanüstü bir çalışma, hücrenin programının değiştirilebileceğini kanıtladı. Yamanaka, yetişkin deri hücresine sadece dört gen aktararak bu hücreyi kök hücreye dönüştürmeyi başardı. Aktardığı genler "ana transkripsiyon faktörleri" adını verdiğimiz, çok sayıda genin çalışmasını kontrol eden genlerdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.