İllaki kemirecekse beynimizi bişeyler, bu kemirsin.
-Distopik
-Alegorik
Ve hep depresif.
İç karartıcı romanlar aslında gerçekleri söylediği ve bunu maalesef anladığımız için mi acı verir.? İç karartmaktan ne anladığımıza bağlı.
-okuduğumuz cümlelerin gerçekliğinin canımızı yakmasından bahsediyorum.
Gerçekler acıdır düsturu.
Distopik romanlar anlayacağınız üzere insanlığın ve tabi dünyanın sonunu getiren korkunç, karanlık ve iğrenç gerçekliklerin yazıldığı romanlardır. Bu tip romanlar aslında olmuş ve olacak olanın benzerliğini, aslında ne yaparsak yapalım hepimizin lanet olası bi düzende lanet bi hayatla geberip gideceğimizi anlatır.
Hayat çünkü; sekiz yaşında aç olduğu için simit çalan, çalmak zorunda olan çocuğun on yıldır hapishaneden çıkmaması kadar berbat.
Hayır, bu hayata umutsuz bakmak değil. Bu hayatın ta kendisi.
Çünkü aslında ütopyalarımızdır hayal olan, distopyalarımız değil.
Ve sonuç gerçekliğe hoş geldiniz;
Sineklerin Tanrısı'ndaki gibi bir adaya da düşseniz, dünyanın sıkıcı, acımasız ve sömürücü ahengi sizi saracaktır. Bu adada yaşanan olaylara dünyayı yeniden kurmaya çalışmak olarak bakabiliriz. İyi ve kötü ayrımını anlayabiliriz. Tamamen alegoriyle betimlenmiş hikayenin rejimlere, örgütlere, sürü psikolojisine, güçsüzlüğe nasıl atıfta bulunduğunu inceleyebiliriz. Adaya düşmüş bir kaç çocuğun iktidar kavgasının hikâyesi değil aslında bu kitap; tamamen insanoğlunun dünya adasındaki vahim hali. Farkındalık oluşturmak istediği mesaja bakıldığında acı verici.
Dünyanın sonuna yolculuk yapmak isteyen gerçekçiler okusun.
26.ocak.2016