Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Verilen Borçtaki Enflasyon Farkı Nasıl Hesaplanır
" Geciken süreler için enflasyon farkı ödenmesi konusunun daha iyi anlaşılması için somut bir örnek verebiliriz: Ahmet, Ali’den 2017 başında bir mal alır ve 10.000 TLlik ödemenin vadesi de yıl sonu olarak belirlenir. Ancak Aralık 2017'de yapılması gereken 10.000 TLlik ödeme yapılmaz. Aradan ancak üç yıl geçtikten sonra, akitte normalde belirlenen son ödeme tarihi olan Aralık 2017'ye göre üç yıllık bir gecikmeyle Aralık 2020 tarihinde ödenir. Bu durumda borçlu söz verdiği tarihte ödemeyi yapamadığı (veya yapmadığı) için alacaklıya mutlaka enflasyon farkını teklif etmesi gerekir. Aksi halde ödemeyi geciktirdiği gibi, paranın alım gücünü de eksik ödemiş olur. Bu farkın pratik olarak nasıl hesaplanacağına da bakalım: Enflasyon farkını geriye yönelik hesaplamanın en pratik volu TCMB'nin web sitesindeki enflasyon hesaplayıcısı sayfasıdır. Bu hesaplayıcıya bu iki tarihi ve para miktarını girdigimiz zaman Aralık 2017'deki 10.000 TL'nin alım gücünün Aralık 2020'de 15,418 TL ile sağlanabildiği öğrenilmektedir. Dolayısıyla üç yıl sonra ancak bu para miktarı ödenirse, aynı alım gücüne sahip olabilecektir. Böylece borç asıl ödenmesi gereken tarihteki değeriyle ödenmiş olur ve taraflar birbirlerine haksızlık yapmamış olurlar."
Sayfa 109Kitabı okudu
3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Reklam
ATSIZ-KÜR ŞAD-BOZKURTLAR: TURAN'A DOĞRU Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun Kür Şad Adı Ne Zaman Doğdu? Bozkurtların Ölümü Atsız’ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden,
İdeolojiler Çağı'nın genel ruhu, politikası “yeni insan, yeni aydın” yetiştirme üzerine kurulu esasına bakılırsa. Kimisi “yeni aydın kuşağının yetişmeme.si”nden yakınırken (Karakoç, 1999: 46), Aliya'nın da beklediği aslında “ne cahil Müslüman ne tahsilli mürtet” olmayan bir İslami aydındı (İzzetbegoviç, 2018; 22). Dönemin ruhuna bağlı olarak sosyalist aydınların çok güçlü bir şekilde geldiği, Karakoç'un yakınmasına da neden olan ve öncülük vasfıyla darbeciliğe de uç veren aydınların tam zıddında yani muhafazakarları “halka tepeden bakması” ithamı da söz konusu olabilir; tabi sosyalist aydınlar da Demokrat Parti'ye oy vermesinin nedenlerini anlayamadığı için halkı “cahil” görür... bu da sosyalist aydınlanmacılığın “halkın içinden çıktığı” tezini meşrulaştırma girişiminden ibarettir (Boran, 2016: 35; Ulus, 2016: 47). Burada ortaya çıkan mesele ve gerilim, harsı yani halkın kültürünü esas alıp onun içinden yetişen aydın arayışı gibi gözükse bile bir bakıma İslam ile kendini tanımlayan aydına karşı Boran (2016) gibi isimlerin sahiden halkı düşündüklerini söylerken İslam'ı devre dışı bırakmaları hatta halkın geleneksel yaşantısını, kültürünü yok saymalarıdır. Özellikle 1960'ların solunda aydının üstünlüğü nedenleri son derece mühimken Stalin'in “hiçbir yönetimin aydın olmadan ayakta duramayacağı” doktrinini bir kenara not etmeli (Hoffer, 2017: 21). Aydının devletle bağlantısı, aldığı vazifeler her dönemde farklı farklıdır.
Ercan YildirimKitabı okudu
Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği 1950'li yıllarda kurulan iki Komünizmle Mücadele Derneği'nden bir önceki bölümde söz etmiştik. Üçüncü Komünizmle Mücadele Derneği ise 1963 yılında İzmir'de Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği (TKMD) adıyla kurulmuştur ve kendisinden önceki derneklerden çok daha etkili olmuştur, çünkü derneğin kurulduğu
Darbe sonrası Türkeş ve ekibi günlük bir gazete kurmaya karar verirler. Türkeş bu iş için Irkçılık-Turancılık davası döneminden tanıdığı ileri sürülen ve istihbaratçı olduğu hususunda rivayetler olan Ziya Tansu'yu görevlendirmiştir. Ziya Tansu, sonradan Özel Harp Dairesi adını alacak olan Seferberlik Tetkik Kumlu'nun ilk mensuplarından ve
Reklam
Milli Türk Talebe Birliği Antikomünist teyakkuz, bir yandan yeni örgütlenmeleri beraberinde getirirken, öte yandan Milli Türk Talebe Birliği gibi eski örgütlenmeler de komünizme karşı devreye girmiştir. 1969 yılında Kayseri' de toplanan ve hayli çekişmeli geçen MTTB Kongresi'nde şu kararlar alınır: 1- Memleketimizde bulunan azınlık okullarının
Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği 1950'li yıllarda kurulan iki Komünizmle Mücadele Derneği'nden bir önceki bölümde söz etmiştik. Üçüncü Komünizmle Mücadele Derneği ise 1963 yılında İzmir'de Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği (TKMD) adıyla kurulmuştur ve kendisinden önceki derneklerden çok daha etkili olmuştur, çünkü derneğin kurulduğu dönemde,
27 Mayıs ve Milli Birlik Komitesi Genç subaylar Milli Birlik Komitesi'nin (MBK) başına emekliye ayrılmasına rağmen Cemal Gürsel'i getirirler ve MBK'nın yayımladığı ilk bildiride, "Bugünden itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri, en kısa zamanda milleti seçime götürecek bir Kurucu Meclis kurmak maksadıyla muvakkaten idareye el koymuştur,"
Türk Barışseverler Cemiyeti ABD'nin atom bombası teknolojisini Hiroşima ve Nagazaki' de kullanması, asıl olarak savaş sonrası kurulacak düzene dairdi ve esas mesaj Sovyetler Birliği'ne verilmekteydi. Savaş sonrası, uluslararası komünist hareket, SSCB'nin öncülüğünde "Stockholm Barış Çağrısı" adıyla bir barış mücadelesi örgütlemeye
Reklam
Eisenhower Doktrini ve Suriye gerilimi Menderes hükümeti antikomünizmi iç ve dış politikanın temel enstrümanı haline getirmeye çalışırken, Sovyetler ise Stalin-sonrası dönemdeki değişikliklere paralel olarak Türkiye'ye yönelik barışçıl bir politika izlemenin arayışı içerisindedir. Ancak Menderes hükümeti, bu yakınlaşma çabalarına herhangi bir