Şeytan, hayalet, uzaylı, tehditkar davetsiz misafirler, hatta ölü akrabaların halüsinasyonunun yanı sıra kendi vücutlarından bazı parçaların havada uçuştuğunu ya da bedenlerinin bir kopyasının yanlarında yattığını görenler de var. Bazıları melek görüp dini bir deneyim yaşadıklarına inanır. Araştırmacılar bu halüsinasyonların bir zamanlar Avrupa'da cadılara olan inancı körüklemiş olabileceğini ve hatta bazı modern uzaylı kaçırma iddialarının arkasında olabileceğini düşünüyor.
Edebiyat tarihinde bu tür olaylara ilişkin çok sayıda renkli tasvir bulunuyor. Mary Shelley'nin Frankenstein'daki bir sahneyi yazarken bir uyku felci tablosundan esinlendiği anlaşılıyor. Harvard Üniversitesi'nde uyku araştırmacısı olan ve tedavi yollarına ilişkin ilk klinik çalışmayı 2020'de tamamlayan Baland Jalal, uyku felci için "Eskiden göz ardı edilen bir olguydu ama son 10 yılda artan bir ilgi var" diyor.
Jalal, bugün bu durumu araştıran bir avuç uyku uzmanından biri. Uyku felcinin nedenleri ve etkileri hakkında daha sağlam bir tablo sunmayı ve bu durumun insan beyninin gizemleri hakkında ne ifade ettiğini bulmayı umuyorlar.
Bugün Maryland St Mary's College'da misafir doçent olarak görev yapan klinik psikolog Brian Sharpless 2011'de Pennsylvania Eyalet Üniversitesi'nde yaptığı kapsamlı çalışmayla uyku felcinin yaygınlığını ortaya koydu. Çalışma, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 8'inin bu olguyu yaşadığını, bu oranın üniversite öğrencilerinde yüzde 28'e, psikiyatri hastalarında ise yüzde 32'ye kadar çıktığını gösteriyordu.