Ölümsüz bir kitap...2019 yılının sonlarında okuduğum bu kitap bu yıl okuduğum en iyi roman oldu.Hatta bugüne kadar okuduklarım arasında Savaş ve Barış'tan sonra en iyi ikinci kitabım diyebilirim.Eğer bir edebiyat tanrısı varsa o muhakkak Rus'tur,baska bir ihtimal yok.Rus klasikleri edebiyatta seviyeyi arşa çektikleri için baska kitaplarla kıyaslanamıyorlar.Dostoyevski bu eserinde insan ruhunu o kadar o kadar ama o kadar iyi analiz ediyor ki onun normal bir insan olduğuna bu tahlillerden sonra inanamıyorsunuz.Okuduğum uzun klasikler arasında en akıcı olan ve konu dışı ayrıntılara asla asla girmeyen,sürükleyici bir bin sayfalık kitap düşünün.İnsan bin sayfa yazar da kurgu da hiç mi hataya düşmez,Dostoyevski kitabin baslarinda verdigi küçük bir detayı dokuz yüzüncü sayfalarda kurguya o kadar sağlam oturttu ki hayran kaldım.
Günümüz kitaplarını bazen küçümsüyorum.Elif Şafak,Azra Kohen gibi yazarları ciddiye alamıyorum çünkü mesela bu kitap romansa onların yazdıklarına ne denebilir ki kıstas Rus klasikleri olunca o kitaplardaki basit kurgu insanı rahatsız ediyor.Tekrar Karamazov Kardeşler'e dönüp toparlayayım:Yazar üç kardes üstünden hayatı anlatmaya kalkısmamis hayatı anlatmış,babanın ve Dmitri'nin bu kitapta hırsı,İvan'ınsa inançsızlığı temsil ettiğini düşünüyorum.Kitabın ölçülü karakteri olan Alyoşa'yı ise herkes seviyor,hatta bu kitabın yol gösterici karakteri ve Dostoyevskiyi temsil eden yanı bence Alyoşa'dır.Bu büyük yazrlar yarattıkları büyük kahramanlarla tarihe iz bırakıyor.Bu kitabı okuyun demeyeceğim,bu kitap siz hazır olduğunuzda hayatınıza girecektir.İyi okumalar.