Korku ver hırstan ibarettir Batı. Kendine ait hiç bir değeri yoktur. Roma ve Hıristiyan kültürünün onunla bir ilgisi yoktur. Bütün değerleri aparmadır, hırsız malıdır. Onun bütün hesabı Doğu' dan gelebilecek bütün tehlikelere karşı güvencede olmasını temin etmektir. Bunu yaparkende henüz kendisine yönelik bir tehlike yokken bile acımasız provekasyonlarla... muhtemel kılıç sahibini çocukken yok etmek ister. İsa'nın sudaki sepet içerisindeki çocuk olduğunu unutmayalım. Bunlar Musa' yıda, İsa' yıda ne hale getirdiler? Peygamberlerini envai çeşit hırslarının, hayallerinin temsilcisi yaptılar. ........................................................................ 2024 Armada üçlüsü Lutfu Sahsuvaroglu
2024 Armada üçlüsü (Lutfu Sahsuvaroglu )
▪Genç kızlarımız türkü bilirler mi, söylerler mi? Analar, ana olmaya namzet kızlarımız ninni bilirler mi? O Boş Beşik’teki “nennni nenni” söylemini beceremeyen kızların mayayı koyduğumuz yeri bulması mümkün değildir. Mayayı tutturamayan analar ise soysuz nesiller yetiştirir. Ana dediğin ninni bilir söyler, ana dediğin türkü bilir söyler, ana dediğin masal bilir anlatır çocuklarına… Bugünkü terör batağının bir sebebi de nameyi, ninniyi, masalı unutmaktan ve unutturmaktan geçer.
Reklam
[2024 Armada üçlüsü] Lutfu Sahsuvaroglu
Buharlı gemilerle Avrupa' nın ipini koparan serseriler uzak diyarların limanlara yakın bölümlerinde korkunç bir sömürü gerçekleştirdiler. Buharlı gemilerin ardından demir yollarının gelişmesi bu uzak diyarlardaki limanların da ötesinde dahada iç kısımlara bu sömürünün uzamasına vesile oldu. Hele birde makinalı tüfeği icadıyla buharlı gemi ve trenin hakimiyeti önü alınmaz bir tedhişle oturtuldu. On binlerce Afrikalı, Asyalı iki üç zıpırın kullandığı makinalı tüfeklerle yerlere serildiler. 19. Ve 20. yüzyılda Batı' nın ortaya koyduğu barbarlığı, tarihin hiç bir döneminde, hiç bir diktadör, hiç bir kavim gerçekleştiremedi. Lutfu Sahsuvaroglu
[Lutfu Sahsuvaroglu 2024 Armada üçlüsü]
Ne yapar ederler tıpkı 11 ve 12. yüzyıllardaki Haçlı seferleri sırasındaki gibi tamamen çökertildiği zannedilen küçük Anadolu' dan bir dünya devi doğabilirdi. 15. asrın başlarında da bu sefer Doğu' dan esen rüzgarla durdurulan Osmanlı, Çelebiler devrinde darmadağınıkken çeyrek asır sonra şehri yani İstanbul' u fethetmişlerdi. Civit papazlarının akılalmaz entrika ve istihbarat oyunlarıyla bir yandan saray onlarca ihtilal ve karışıklıkla sarsılmış, bu yetmezmiş gibi İran kışkırtılarak Batı' ya uzanan bu büyük Doğu' nun cüretkar iradesi zaafa uğratılmış; ama gel gör ki 4. Murat' ın İran ve Bağdat seferi sırasında devlet yeniden inşa edilmişti. TÜRKLER HERZAMAN Kİ GİBİ HAREKET HALİNDEYKEN TOPARLANMIŞLARDI. 20. YÜZYILIN BAŞINDA DA AYNI ŞEY OLMUŞ BÜTÜN BATI EL BİRLİĞİYLE BU KÜÇÜK KITA ANADOLU' YU DÖRT BİR YANDAN CIMBIZLAMIŞLARDI AMA İMPARATORLUKTAN CUMHURİYETE GEÇEREK BU VARTAYI DA ATLATAN TÜRKLER BİR TÜRLÜ USLANMAMIŞLARDI.
(2024 Armada üçlüsü ) Lutfu Sahsuvaroglu
"Kanaatlerimizi, inançlarımızı, hatta iman etiklerimizi bir kenara bırakarak yeniden düşünmek zorundayız. Mahkum olduğumuz çözümsüzlüğün, çaresizliğin sadece alışkanlıklarımızdan kaynaklandığını, Makul bir düşünceye ve hesaba dayanmadığını ancak o zaman fark edebiliriz."
Dünü unutanlar, unutmak isteyenler gerçekten yarınıda istemiyordur.
Artık eski hikâyelerden kimse hoşlanmıyor. Mazi türkülerini, kimse işitmek istemiyor. Ya bütün o paylaşılan zamanlar gerçek değildi ya bütün o sevgiler, nefretler yalandı. Bütün heyecanlar o geçici devrede bu gün için yaşanması gereken bir ara kesitti ve aslolan şimdiki zamandı. O HALDE YARIN DA YALAN. Dünü unutanlar, unutmak isteyenler gerçekten yarınıda istemiyordur. Bu günün insanının; BIKKINLIĞI, YILGINLIĞI, ÇARESİZLİĞİ, ZİLLETİ neredeyse genel bir karakter olarak kazanmış. Uğruna fedakârlık yapabilecekleri hiç bir değer kalmamıştı. Hiç bir değerin bir anlamı kalmamıştı. Bütün fikirler ve Değerler iğdiş edilmişti. Artık birşeyleri kurtarma aşkı bile kalmamıştı. Hiç bir değerin bir anlamı yoktu. Herkes herkese benziyordu. Sabah bir şeye inanan, akşam başka şeye inanabilirdi. Onu bağlayan hiç bir şey yoktu. Her parti birbirine benziyordu ve her siyasi sistem aslında etiketi kaldırsan birbirine aynî idi. Romancılar ve siyasiler birer iş adamı kılığında. (Lutfu Sahsuvaroglu 2024 Armada üçlüsü)
Reklam
(Lutfu Sahsuvaroglu 2024 Armada üçlüsü)
Hani nerede ebedi adalet? "Fitne kıtalden kötüdür." Hükmünü söyleyecek, dinleyecek, anlayacak kalp gözü, eski çağlar türküsü mü? Bir insanı öldürene kim, bütün insanlığı öldürmüş gibi hüküm verebilir? Ya bir insanı dirilten kim? Peygamber çiçeğinin aydınlığını kim görebilir, kim duyabilir, kim gösterebilir? Mezarlardan gelen bir tek nefes yok...Tarihte unuttu bizi gelecek de... Ne vakit yırtılır yürek? Yürekte kan terliyor, sular mahpustur tende... Ten ne kadar yabancı birbirlerine... Şah damarları şaha ne kadar yabancı... Köyler ne kadar boş, ıssız...Yıldızlar ne kadar gayriciddi geziyorlar asumanda. Okyanuslar niçin taşmıyor? Yer niçin homurdanmıyor? Yokmusun "ey adl-i ilahi!" Diyen şair niçin çıkmıyor minbere yeniden? Minberler niçin kürsüye uzak? Kim taşıdı mihrabı eski yerinden? Karadeniz hani çırpınacaktı? Niçin sükut içinde mutmain? Ne oldu Sinop cezaevinde kimse yok? Dalgalar niye bu kadar akıllı, bizi oyalayacak sesler niçin sustu? Patlasana mavi alev, kızıl şeytan!.. Alsana yüreğimdeki bütün hıncı...