Proceedings of National Academy of Sciences dergisinde yer alan gıda ve iklimle ilgili yakın tarihli rapora göre, herkes vegan olsaydı gıda kaynaklı karbon salınımını 2050'ye kadar yüzde 70 azalacaktı.
Birleşmiş Milletler 2017 raporuna göre
1950’de yaklaşık 2,6 milyar olan dünya
nüfusu 2017’de 7,5 milyara ulaştı. 2050’de
ise bu rakamın 9,8 milyara yaklaşması
bekleniyor. Günümüzde bu nüfusun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor, 2050
tahminlerine göre bu oran %66 civarında olacak. TÜİK Aralık 2017 verilerine
göre de 80.810.525 olan Türkiye nüfusunun ise %92,5’lik kısmı il ve ilçe merkezlerinde yaşıyor.
Sayfa 16 - Tubitak YayınlarıKitabı okudu
Kişiler ve gruplar fikirlerini kimseye haber vermeden, hatta bazen kendileri bile farkında olmadan değiştirebilirler. Bu nedenle tahmin edilmesi en güç olanlar, içinde insanların bulunduğu konulardır.
Korku baş göstermeye başladı. 2050'de dünya nüfusunun 10 milyara dayanacağı ve bu kadar nüfusu beslemenin zor olacağı söyleniyor.
Geçmişini bilmeyen milletin bugünü sönük, yarını da belirsizdir. Yigal Allon
Sayfa 308 - Koton KitapKitabı okudu
Tüm Alıntılarım
Bundan sadece 10.000 sene önce, yalnızca bir mılyon kişiydik.
Bu sayı. 1800 senesine gelindiğinde, yaklaşık 200 sene önce bir milyar kişiye ulaştı.
1960 senesinde, yani 50 sene önce, üç milyar kişi olduk.
Günümüzde, yedi milyardan fazla insan yaşıyor.
2050 senesine gelindiğinde, çocuklarınız ve çocuklarınızın çocukları gezegenimizde en
2050'de En Büyük Ekonomik Güce Sahip Ülkeler
1. Çin
2. Hindistan
3. ABD
4. Endonezya
5. Brazilya
6. Rusya
7. Meksika
8. Japonya
9. Almanya
10. İngiltere
11. Türkiye
12. Fransa
13. Suudi Arabistan
14. Nijerya
15. Mısır
Kaynak: (PwC)
Her grubun doğal dürtüsü diğerlerinden korkmaktır. Bölgede uzun bir istila tarihi varsa bu korkular daha da kuvvetlenir; istilalar sayıca çok ve yıkıcıysa, kanlı hatıralarla doluysa hastalıklı hale gelir. Grubun var oluşuna yönelik tehdidin daha elle tutulur olduğu durumlarda bu korkular felç edici niteliğe bürünür.
Sayfa 233Kitabı okudu
Yeni söylemin tüm amacının düşüncenin ufkunu daraltmak olduğunu anlamıyor musun ? Sonunda düşünce suçunu tam anlamıyla olanaksız kılacağız çünkü onu dile getirecek tek bir sözcük bile kalmayacak. Gerek duyulabilecek her kavram anlamı kesin olarak tanımlanmış tüm yan anlamları yok edilmiş ve unutulmuş tek bir sözcükle dile getirilecek. Ne ki bu işlem bizler öldükten çok sonra da sürecek elbette. Sözcükler her yıl biraz daha azalacak, bilinç alanı her gün biraz daha daralacak. Kuşkusuz şu anda bile düşünce suçu işlemenin bir nedeni ya da gerekçesi olamaz. Bu bir özdenetim gerçeklik denetimi sorunu. Ama bir gün gelecek, buna da gerek kalmayacak. Dil yetkin bir duruma geldiğinde devrim tamamlanmış olacak. En geç 2050 yılına kadar şu andaki konuşmamızı anlayabilecek tek bir kişinin kalmayacağını hiç düşündün mü ?
Sayfa 63
"Orman yangınlarının daha çok, daha sık ve daha tahripkar olmasının nedenlerinden biri sıcaklık artışı... Türkiye, ABD, Kanada, Avustralya, Brezilya (Amazonlar), Fransa, İtalya, Portekiz' deki yangınlar bu konuda bir fikir veriyor Elbette tek neden sıcaklık artışı değil, insan eliyle de yangınlar çıkıyor ama aşırı sıcaklar yangını ve yayılmasını kolaylaştırıyor. Türkiye' de insan kaynaklı yangınların sayısının hayli yüksek olduğunu söyleyebiliriz. İklim değişikliği, kuraklıkların, tayfunların, sellerin, su baskınlarının, kasırgaların sayısını ve yoğunluğunu artırıyor, meteorolojik sorunları azdırıyor. Doğal felaketlerin önümüzdeki yıllarda daha da artması göçleri de artıracak. Nitekim 2012 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan bir rapor, 2050 yılında iklim göçlerinin 250 milyona ulaşacağı tahmininde bulunuyordu. Bugün bile, iklim mültecilerinin sayısı savaşların neden olduğundan daha çok. Ve bu sayının önümüzdeki on-yirmi yılda daha da artacağı rahatlıkla ileri sürülebilir. Nitekim 2011-2014 yılları arasında 83,5 milyon iklim mültecisi tespit edilmişti."
Yordam Kitap
