Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şehit Yakınları ve Gazilere Tanınan Haklar 1.İSTİHDAM HAKKI : 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun Ek 1 inci Maddesine göre İçişleri Bakanlığı'nca yürütülen şehit yakını ve gazilerimizin istihdamına yönelik iş ve işlemler, 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6518 Sayılı Bazı Kanun ve Kanun
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
Reklam
ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN 31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
Türkçüler Derneği Ankara'da: Türkiye Milliyetçiler Birliği Genel merkezi Ankara'ya taşınan Türkçüler Derneği'nin kurultayı 30 Ağustos 1964'te Ankara Türk Ocağı'nda yapıldı. Derneğin adı "Türkiye Milliyetçiler Birliği" olarak değiştirildi. Yeni seçilen Merkez Yönetim Kurulu üyeleri şunlardı: Zeki Sofuoğlu, Hikmet
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
TARİHLER VE OLAYLAR (1950-1960) 02 Nisan 1950: Milliyetçiler Federasyonu kuruluyor. 14 Mayıs 1950: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sonu. Seçimi Demokrat Parti kazanıyor. 21 Eylül 1950: Atsız, Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin ediliyor. 04 Ekim 1950: Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu. Başkan: Nihâl Atsız. 06
Reklam
21-22 Ağustos'taki son Anafartalar muharebesine ise, tam 6 tümen sürdüler. Bütün gemileri Türk topraklarına gene cehennemler kustular. Ama bu saldırının sonu da tam bir başarısızlık oldu. İşte ondan sonra anlaşıldı ki, Gelibolu yarımadasında artık, kendilerine yapacak iş yoktur. Yani Çörçil'in hatıralarında belirttiği gibi: "Türkler öyle bir savunmaya girişmişlerdi ki, canlarını veriyorlar, ama vatan topraklarından bir karış yer bile vermiyorlar..." Böylece, netice artık belirmeye başladı. Düşman bütün taarruzlarını durdurdu. Çanakkale cephesinde siper ve lâğım muharebeleri başladı. Fakat taarruzlarla alınamayan neticeleri, siper ve lâğım muharebeleriyle almaya imkân yoktu. Nihayet 19-20 Aralık 1915'te düşman kumandanlığı, sessizce ve önce Arıburnu-Suvla (Anafartalar) cephelerini boşalttı. Askerlerini kaçırdı. Topraklarımızı terk etti. 3-9 Ocak 1916 günlerinde de Seddilbahir cephesini bırakıp, bütün Gelibolu hareketini tasfiye etti. Filolar son veda toplarını attılar, sularımızdan çekildiler. Macera, Britanya İmparatorluğu ve müttefiklerinin yenilgisi ile bitti. Ona, maddi kıymet kapılarını bir tarafa bıraksak bile 200.000 insana ve Birinci Dünya Harbi'nin en büyük prestij kaybına mal oldu ve perde kapandı.¹ İngiliz yazarı Alan Moorehear, Gelibolu kitabında şunları yazar: "O genç ve dâhi Türk Şefinin (Mustafa Kemal'in) o esnada orada bulunması, müttefikler bakımından, talihin en acı darbelerinden biridir."
Sayfa 242 - Remzi KitabeviKitabı okudu
416 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.