#21Mayıs1864 #ÇerkesSoykırımı #CircassianGenocide #ÇerkesSürgünü
Her 21 Mayıs günü, bizimle beraber en çok Karadeniz susar, Karadeniz ağlar...
Adigeleri, yani beyaz ırkın atası olarak isimlendirilen Çerkesleri, en iyi Karadeniz bilir:
21 Mayıs 1864'te Rusya Çarlığı'nın bir buçuk milyon insanı sürgün ettiği, insanlığın seyre durduğu bu tarihin acısını...
Bir buçuk milyon insanın gemilere istiflendiği ve Karadeniz'de ölüme terk edildiği unutulmaz vahşeti...
Yavrusunun öldüğü anlaşılmasın diye Rus askerine karşı emzirme rolü yapan yaralı anne simâlarını...
Mezarsız koymamak için ağıt ve dualarla kovanın içine koyduğu pamuk yüzlü bebeğini balıkların midelerine gözyaşıyla yollayan, göz kenarlarında feryat çizgileri buruşturan o anaları...
Sırf soyları devam etsin diye ailelerinin erkeklerini gemilerle bir daha görmemek üzere uğurlayarak ölüme bile isteye kucak açan yürekli kadınları, genç kızları, cesur çocukları...
Anadolu’ya ayak bastıklarında göç yolunda açlık ve sefaletten dünyaya göz yumup kendilerinden sonraki nesillere canlarıyla gelecek bağışlayan kahraman dedeleri, gözü kara delikanlıları...
Her 21 Mayıs günü 1864 tarihine dönerek acısı tazelenen bir nesil var artık.
Yapılan her soykırım insanlık için yunulmaz bir leke, telafisiz bir utanç.
Bu yüzden Çerkes soykırımını tanı, duyarsız kalma, unutma ve unutturma.
Rahmetle...
Karadeniz'in hırçın dalgalarına nice ağıt yakıldı, nara atıldı, sitem edildi.
Ancak dalgasında çok şey gizliydi bizim için. Kimsenin duyamadığı ninnileri biz duyduk, içli aşk hikayelerini biz dinledik, visalsiz hasretin gözyaşlarına biz eşlik ettik.
Biz izledik Karadeniz'in sularında ana vatan yolunu. Taşımaya devam ediyoruz yüreklerimizde Soçi'nin, Kuban'ın, Elbruz'un umudunu.
Evet, en iyi biz biliriz bir ulusun kanıyla kararan Karadeniz'i...
21 Mayıs 1864'te Rusya Çarlığı'nın bir buçuk milyon insanı sürgün ettiği, insanlığın seyre durduğu bu tarihin acısını...
Bir buçuk milyon insanın gemilere istiflendiği ve Karadeniz'de ölüme terk edildiği unutulmaz vahşeti biz biliriz.
Yavrusunun öldüğü anlaşılmasın diye Rus askerine karşı emzirme rolü yapan yaralı anne suratlarını biz biliriz. Mezarsız koymamak için ağıt ve dualarla kovanın içine koyduğu pamuk simalı bebeğini balıkların midelerine gözyaşıyla yollayan, göz kenarlarında feryat çizgileri buruşturan o anaları...
Sırf soyları devam etsin diye ailelerinin erkeklerini gemilerle bir daha görmemek üzere uğurlayarak ölüme bile isteye kucak açan yürekli kadınları, genç kızları, cesur çocukları...
Anadolu’ya ayak bastıklarında göç yolunda açlık ve sefaletten dünyaya göz yumup kendilerinden sonraki nesillere canlarıyla gelecek bağışlayan kahraman dedeleri, gözü kara delikanlıları...
Sonraki nesil... Her 21 Mayıs günü 1864 tarihine dönerek ölüp bugün dirilen...
Yapılan her soykırım insanlık için yunulmaz bir leke, telafisiz bir utanç.
Bu yüzden Çerkes soykırımını tanı, duyarsız kalma, unutma ve unutturma.
Atalarımıza rahmetle...
Karadeniz sahillerine sürülen yüz binlerce Çerkes'in perişan hâline şahit olan Rus tarihçi Berje'nin sözleri 1864 gerçeğini gözler önüne seriyor: "Novorosisk Körfezi'nde toplanmış on yedi bin dağlının bende bıraktığı korkunç izlenimi hiç unutmayacağım
yaşadım o büyük serüvenleri
yolculuklar tarihimdi benim
Acılar yaşanıyordu yurdumda
peşpeşe yakılıyordu kentler
Bense hep oralardaydım
daha yangın başlamadan önce
1) 1552 yılında Kazan, 1556 yılında Astrahan hanlıklarını işgal eden Ruslar Çar VI. Ivan döneminde yayılmacı politikalarını Kafkasya'ya yöneltti.
2) 1567 yılında Çar VI. Ivan'ın Kaberdey topraklarına saldırmaya başlamasıyla tarihe Kafkas - Rus Savaşları olarak geçecek olan savaşların ilk aşamasına girilmiş oldu. Rusların Kuzey Kafkasya
Tarihin en eski dönemlerinden beri yaşadıkları anayurtları Kafkasya’da eşsiz bir dil ve kültür geliştiren Çerkesler yüzyıllarca süren onurlu bir direnişe rağmen, büyük devletlerin ve Çarlık Rusyası’nın kolonyalist politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda soykırıma uğradı ve anayurtlarından koparıldı.
21 Mayıs 1864; 300 yıl süren Kafkas -