Nasıl ve nereden başlasam bilemiyorum. En iyisi önce 
Nazan Bekiroğlu'nun Mor tanımıyla başlayayım:
"En açığıyla en koyusu arasında mor, fazla açık fazla kapalı. Fazla modern fazla muhafazakâr. Renkler içinde bağımsız ülke, mor. Renkler içinde tutsak ülke, yine mor." ¹
"Mor hayat. Mor ölüm. Mor hayal. Mor gerçek. Mor masumiyet. Mor
Yazar, 18. yüzyılda yaşamış akılcı bir Hristiyan düşünür diyebiliriz. Kendisi 38 yaşında vefat etmiş, ölmeden 11 gün önce dünyaya gelen kızı Mary Shelly'de onun gibi kadın haklarını savunan bir yazar olmuştur.
Kitap ilk önce Eski Autun Papazı Bay Talleyrand Perigord’a yazılan bir mektupla başlıyor. Akla büyük önem verdiği yazılarından belli olan yazar, özellikle ahlak, eğitim, bilgelik ve erdem konuları üzerinde ısrarla duruyor. Ayrıca 
Jean-Jacques Rousseau, Pope, Dr. Gregory gibi döneminin yazarlarının eserlerinden alıntılar vererek sorgulayıcı bir eleştiriye tabi tutuyor. Ön yargılardan arınmak gerektiğini, kültürel gelişimlerin dayattığı zariflik ilkelerinin kadınları aptallığa ve haz nesnesi olma durumuna ittiğini belirten yazar, maalesef bazı noktalarda hem dini açıdan hem yorumlama açısından günümüzde eriştiğimiz akademik bilgilere uymayacak görüşlerde bulunabiliyor. Okursanız bakınız: (s.10, s. 47, s.225)
Fakat tarihi olduğu gibi tarihi kişileri de kendi yaşadığı dönemin şartlarına göre değerlendirmek gerektiği unutulmamalıdır. Bu açıdan bakıldığında yazar özellikle kadınların eğitim hakkı üzerine görüşleriyle çağının ötesinde bir ileri görüşlülük yakalamış diyebiliriz. Keyifli okumalar...
Kadın Haklarının GerekçelendirilmesiMary Wollstonecraft · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,596 okunma
İntibah
Merhabalar İntibah kitabı hakkında konuşacağım.
Açık konuşmak gerekirse kitabı korkarak okumaya başladım. Çünkü cümleler uzundu. Anlayamam diye gerilmiştim. Fakat kitap beni öyle bir sürükledi ki. Sınav haftama denk gelmeseydi 1-2 günde bitirebileceğim bir kitaptı. Kesinlikle okumanızı öneriyorum. Çok zevk alarak okudum.
Özet geçmem gerekirse;
İyi eğitim almış ve sözde çok akıllı bilgili olan Ali Beyimiz, bir fahişeye aşık oluyor. Etrafındaki hiçbir insanı dinlemeden Mehpeyker ile gününü gün ediyor. Annesi bunu öğrendiğinde oğlunu vazgeçirmek için Mehpeyker’den bin kat daha güzel olan zavallı Dilaşub’u eve getiriyor ve Ali Bey’in yatağına sokuyor. Ali Bey başta göz ucuyla bile Dilaşub’a bakmazken daha sonrasında Mehpeyker’den vazgeçip Dilaşub’u seçiyor. Fakat Mehpeyker durur mu? Dilaşub’u kötüleyip Ali Bey’i kandırıyor. Bunun üzerine de Ali Bey Dilaşub’a eziyet ediyor ve onu satıyor. Mehpeyker öcünü hala alamadığından Ali Bey’i öldürmeye karar veriyor. Fakat Dilaşub bunu önceden fark edip Ali Bey yerine kendini feda ediyor. Ali Bey, pişman oluyor olmasına ama iş işten geçmiş oluyor. Mehpeyker’i öldüren Ali Bey hapise giriyor ve kitap şu cümleyle bitiyor:
“Son pişmanlık fayda vermez.” 
Namık Kemal 
İntibah
