Cumhuriyetçi iktidar, yeni dönemde erkeklerle eşit ekonomik, sosyal, siyasal haklara sahip olmak isteyen kadınlara, zincirleme etkiyle birbirine bağlı ve içinden çıkılmaz nedenler öne sürerek kadınların meslek edinmeleri meselesini erteliyordu: Kadınların meslek edinmesi için siyasal hakları elde etmesi gerekiyordu; siyasal haklar ise Anayasaya aykırı olduğu için sağlanamazdı! Bu kısıtlara rağmen, 1925-26 yıllarında kadınların yaşamında Cumhuriyet yönetiminin sağladığı önemli değişmeler oldu. Medeni Kanun 17 Şubat 1926'da kabul edildi. Talâk ve çok kadınla evlenme yasaklandı. Daha önce tramvay gibi taşıma araçlarında kadınların ilk iki sırada oturmalarına izin verilir ve bu bölme kırmızı bir perde ile aracın diğer bölümlerinden ayrılırdı. Kırmızı perde kaldırıldı. Vapurlarda ve tünelde kadınların ayrı bölümlerde oturması uygulaması sona erdi. Kemalist hükümet genç kızları spora yönlendirdi ve spor yarışmalarına katılmaları için yüreklendirdi. Temmuz 1925'te "Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, din görevlilerinin kıyafetlerine ve memurların şapka giymelerine dair" Bakanlar Kurulu kararıyla başlatılan kıyafet reformları kadınların giyiminde büyük bir değişmeye yol açtı. Peçeler kaldırıldı, çarşaflar atıldı. Türk kadınları yüzleri açık, şapka, manto giyerek sokağa çıkmaya başladı. Kadınların giyimi ve sokağa çıkma özgürlüğüne kavuşması Batı basınında Türk modern yaşamının simgesi olarak konu oldu.