(Hz. Peygamber Allah’ın kulu, elçisi ve İslâm dininin temsilcisidir. Ahlâkı
Kur’an’dır. Allah’a inananlar için, dünya ve âhiret işlerinin tümünde en güzel
örnek odur (33/21). Söyledikleri ve yaptıkları Allah’ın gözetimi ve izni
altındadır. Kur’an’ın örnek uygulayıcısı odur. Kendisinin buyrukları da
Kur’an’ın ruhuna uygun olup yalnız kendi zamanıyla kayıtlı değil, bütün
zamanlarda geçerlidir. Çünkü ona Kur’an’ı açıklama yetkisi verilmiş (16/44) ve hikmet öğretilmiştir. Sağlam kaynaklardan gelmiş hadislerine itibar etmeyip yalnız Kur’an’a dayandığı iddiasıyla Peygamber’i sadece bir aracı kabul etmek, kâfirliğin ve dinsizliğin bir köprüsüdür. Çünkü hayat dini olan İslâm, Allah’ın bildirmesi ve Resûlü’nün açıklama ve uygulamasıyla meydana gelmiştir. Âyette beirtildiği üzere Allah’a itaat ve sevgi, Resûlü’ne, onun hadis ve sünnetine uymakla gerçekleşir.[27] Kim de onlara gönül rahatlığıyla teslim olmazsa iman etmiş sayılmaz.) [bk. 3/164; 4/65]
Miri Kelâm
@Zumer_53
·
4ay
80. Kim Peygamber’e itaat ederse, muhakkak Allah’a itaat etmiş olur. Kim de
(itaatten) yüz çevirirse (üzülme), biz seni onların üzerine bir bekçi göndermedik.
39)İnsan için ancak çalıştığı kadarı vardır
40)Çalışması mutlaka görülecektir.
41)Sonrada karşılığı eksiksiz ona verilecektir.
42)En son gidiş Rabbinedir.
43)Güldüren de odur ağlatan da.
44)Öldüren de odur dirilten de.
NECM SÜRESİ {27.cüz}
Sevgiyi akla uygun kılan şey sevdiğini belli ilkeler sebebiyle belli gayeye dayalı olarak dozunda sevmektir. Gündelik dilin kaypaklığı bazı tutumları ifadede bulanıklık yaşamaya sebep olmaktadır. Sevgi ve aşk duygularının anlatımında da bu bulanıklığı görebiliriz. Mesela aşk kavramının gerçek tanımı çerçevesinde kişinin kendi çocuğuna veya Allah’a karşı olan aşkından bahsedemeyiz.26 Lakin Allah aşkından bahseden ve kendi çocuğuna “aşkım” diye hitap eden çok kişiyle karşılaşmak mümkündür. Aşk kavramı bu örneklerde sevginin gücünü ifade etmek için kullanılan mecazi bir deyime dönüşmüştür. Ancak hem sevgide ifrat bir tutum olması, hem de alimler tarafından Allah’a nispetinin isabetli görülmemesi nedeniyle27 her iki anlamda da kullanımı uygun bulunmamıştır.
----
Cenâb-ı Hakk’ın kullarına olan sevgisiyle, kulların Allah’a karşı olan sevgisinin aşk kavramıyla ifadesinin münasip olmadığı kabul edilmektedir. (İbn Kayyim Muhammed el-Cevziyye, Muhabbetullah (Beyrut: Dârü’l-Yemâme, 2005), 182).
27 Raşit Küçük, Sevgi Medeniyeti, 20-21.