27 Aralık 1936
İstiklal Marşı’nı yazan, “Kur’an şairi” , “Vatan şairi” olan Mehmed Akif Ersoy bugün hakka yürüdü.
Selamünaleyküm..
Kitabımız 
Safahat 'ı okudum, alıntı ekledim bitti elhamdülillah şimdi sıra incelemesini yazmakta..
Kitaptan bahsetmeden önce yazarımız 
Mehmet Akif Ersoy 'dan bahsetmek istiyorum..
Yazarımızın güzel yönlerinden bahsetmek istiyorum biliyorum saya saya bitmez ama bir kaç güzel, sevdiğim yönlerinden bahsetmek istedim.
Yazarımızın
Hafız, şair, dört dile hakim, Kur'an mütercimi, milletvekili, veteriner, sporcu ve samimiyet abidesi... Özü sözü bir, vatan aşığı bu kıymetli insanın İstiklal Marşı'mızı yazma nasibine erişmesi elbette bir tesadüf değildir. Kendisinin de ihtiyacı olmasına rağmen "Bu aziz milletin marşı ödülle, parayla yazılmaz." diyerek
Takvimler 27 Aralık 1936 yı gösterir
Beyazıt Camii önü...
Bir otomobil yaklaşır.
Bagajında çıplak bir tabut vardır.
Dört hamal cenazeyi musallaya bırakır.
Biraz sonra cenazenin Mehmet Akif olduğu anlaşılır.
Sağlığında karnını doyurduğu lokantacı, bir Kâbe örtüsü getirip örter tabutu.
Akın akın gelen Edebiyat Fakültesinden üniversite öğrencileri de bir sancakla tamamlarlar tabutu. Üniversite idaresi Ankara’dan aldığı talimat üzerine gençleri bu “rejim muhalifi, mürteci” şairin cenazesine katılmamaları için uyarmıştır.
Cenaze; Beyazıt'tan Edirnekapı'ya omuzlarda götürülür.
Devlet büyüklerinden ve devrin etkili kişilerinden birine bile bu görkemli uğurlamaya katılmak nasip olmamıştır. Nasip olmazdı da çunkü vatanseverler ve söz dinlemeyenler katl edilmişti. Mehmet Akif Ersoy da onların içinde olduğu halde yanlışta olduğunu anladîğı an dışlandı ve sürüldü. Gitmeseydi gidenlerin yanına daha önceden gönderilecekti.
*alıntı
İstiklal mücadelemizin millî şairi Mehmet Akif Ersoy'u rahmet, minnet ve dua ile anıyoruz.
27 Aralık 1936