27 Mayıs 1960 Darbesi
Darbe sonrası Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve başta olmak üzere birçok Demokrat Partili tutuklandı. Genelkurmay başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun, İstiklal Savaşı kahramanlarından Ali Fuat Paşa, Kore gazisi Tahsin Yazıcı ve emekli olduktan sonra DP'den milletvekili seçilen eski Genelkurmay başkanı Mehmet Nuri Yamut da tutuklananlar arasındaydı.
Başbuğ Türkeş'in CKMP'ye Girişi
27 Mayıs darbesini yapan zihniyet tarafından Hindistan'a gönderilen Başbuğ Türkeş, 23 Şubat 1963 tarihinde Türkiye'ye dönmesi siyasi arenalarda büyük hareketliliğin başlamasına sebep olmuştur.
Reklam
27 Mayıs 1960 Darbesi
3. Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala'nın, eğer darbenin lideri kendisinden daha kıdemli değilse ordusuyla Ankara'ya yürüyüp isyancıları yakalayacağını söylemesi üzerine darbeden haberi olmayan Emekli Orgeneral Cemal Gürsel Milli Birlik Komitesi'nin başına getirildi.
Başbuğ idamlara karşı çıktı
Milliyetçiler, Cumhuriyetin ilan edildiği dönemde olduğu gibi yerine manipüle edilmiş, yönlendirilmiş ve sonunda kenara atılmışlardı. 27 Mayıs Darbesi'nin ardından darbecilerin kurduğu düzmece mahkemeler tarafından Menderes, Polatkan ve Zorlu idam edilmişti. Alparslan Türkeş idama karşıydı; ama darbenin gerçek niyetini de artık anlamıştı. Kaldığı Yeni Delhi'den, dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e 7 Eylül 1961'de mektup yazarak idam kararına itiraz ediyordu.
Çok partili siyasî hayat Türkiye'ye hiçbir zaman demokratik bir ortam bahşetmedi. Bilhassa 27 Mayıs sonrasından itibaren Türkiye'yi denetim altında tutan beynelmilel sermaye güçlerinin Türkiye için yönetici tayin etmede aday belirlemesi demokrasi imiş gibi algılansın istendi. Ülke içinde iktidara talip olanlar verili şartlara adapte olmakta hiç zorlanmadı.... Alparslan Türkeş'in 60'lı yıllarda sarf ettiği şu cümle durumu açıklamaya yetecektir: "Amerika yanlış adam seçiyor."
Sayfa 449Kitabı okudu
Seferberlik akabinde karşımıza çıkarılan Sevr Anlaşması öyle bir belâ idi ki, bizde Lozan Anlaşması'yla vatanın kurtarıldığını mi, yoksa ipotek mi edildiğini soracak hal kalmadı. Bu halsizliğimiz üzerinden daha yarım asır bile geçmeden -henüz 37 sene geçmişti- 27 Mayıs 1960 sabahı Alparslan Türkeş "NATO’ya ve CENTO’ya bağlıyız!" hükmünü vurgulu bir sesle haykırdı. Kısa bir süre sonra ihtilâl içinde ihtilâle özenip ondörtler hareketinin başını çekecek olan zat neden yaptı bunu? NATO ve CENTO ihtilâlcilerin kendilerine olan bağlılığından şüphe mi ediyordu?
Reklam
161 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.