TSK, bir noktada sivil siyasi kontrolden azade, lakin bu azade olma durumu içinde geliştirdiği iç teamüller dolayısıyla bir noktada sivil siyaseti denge ve denetleyicidir. Dolayısıyla TSK'nın kurum kültürünün de bir parçası olan bu iddia 28 Şubat sürecinde de görünür hale geldi ve TSK'nın toplum içinde yaşanan krizlere yönelik getirdiği tanımlama ve çözümlerin kamuoyunda günlük siyasi çekişmelerin üstünde konumlanmasını amaçlandı.