Merhabalar 1K Okurları;
{Ç News} 23 Nisan Özel Yayını ile sizlerleyiz....!!!
23 NİSAN
ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ
KUTLU OLSUN....!
Ama nasıl kutlu olsun?
Bir bakalım 23 Nisan nedir, ne değildir...?
23 Nisan 1920...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış tarihidir. Yani 23 Nisan aynı zamanda 19 Mayıs 1919'dur aslında.. Nasıl?
Falih Rıfkı Atay etkinliği kapsamında yapacağım ikinci incelemem olacak. Etkinlik için Link: ->> #27899814
Babanız Atatürk kitabı ile Atatürk’ü yeniden okumaya var mısınız? Kronolojik biyografi incelemesi yapacağım, biraz uzun olacak ama unuttuğumuz bazı bilgileri hatırlamamıza yardımcı olacak.
"Üç Yüzük göğün altında yaşayan Elf Kralları'na
Yedisi taştan saraylarında Cüce Hükümdarlar'a,
Dokuz Yüzük Ölümlü İnsanlar'a, ölecekler ne yazık
Bir Yüzük gölgeler içindeki Mordor Diyarı'nda
Kara tahtında oturan Karanlıklar Efendisi 'ne
Hepsine hükmedecek Bir Yüzük, hepsini o bulacak
Hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine
Peki, kim kurtaracak beni var olmaktan? Ne ölümdür istediğim ne de hayat.*
13 Haziran 1888 saat 15.20'de, Largo de S. Carlos'ta, 4 numaralı evin soldan dördüncü katında, aynı zamanda müzik eleştirmenliği de yapan adalet bakanlığı görevlisi Joaquim de Seabra Pessoa ile Maria Madalena Xavier Pinheiro Nogueria'nın ilk çocuğu Fernando
Cumhuriyetimizin 94.yılı kutlu olsun. (2017) Cumhuriyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün de belirttiği gibi ;Türk ulusunun yaradılışına ve yaşantısına en uygun olan yönetim şekli Cumhuriyet'tir.
Ne mutlu ki
Din, kedinin pisliğini örttüğü toprak
olmamalıdır.
☆
"Hakiki bir müslüman, samimi bir mümin hiç bir zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olmaz. Dinin şiddetle menettiği şey, fitne ve anarşidir. Çünkü anarşi hiçbir hak tanımaz. İnsanlık seciyelerini ve medeniyet eserlerini canavar hayvanlar seciyesine çevirir." Said-i
Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,
Eğer her şey olan hayat bile sonunda geçip gidiyorsa,hayatın anlarından başka bir şey olmayan aşk ve acı ve de bütün öbür şeyler nasıl geçip gitmesin ki?
Nasıl başlasam bilemiyorum! Boğazım düğüm düğüm , hele ülkemin halini gördükçe kendimi suçlu hissediyorum.
Nutuk… Mustafa Kemal Atatürk’ün bir milletin kendini nasıl yoktan var ettiğini , bu vatanın nasıl zorluklarla kazanıldığını , hem içeriden hem dışarıdan ne kadar çok düşmanla savaşıldığını anlattığı harika bir şaheseri.
Birinci Dünya