Bir aralık İsmet Paşa'nın ya geri çekilmesi, yahut onun, Lozan'ı bırakıp geri dönmesi bir an meselesi haline geldi.
Kitap Şuuru- (93.) 1000kitap.com sitesi Hediye Kitap Kampanyası'na Davet.
5 Kitap ikram ediyoruz.
Kitap Şuuru sayfası olarak her hafta şartlarımızı yerine getirme vaadinde bulunan takipçilerimize kitap hediye ediyoruz. Bu hafta birbirinden farklı, birer adet olmak üzere toplam 5 kitabı müdavim ve takipçilerimize hediye edeceğiz. Sonuçlar 2 Aralık
Yıl Sonu Okur Güncellemesi
2021 yılı için belirli bir planlama yapmamış olmamla beraber kasım ayı itibari ile okumuş olduğum kitaplar :
1. Peter Schlemithl’in Tuhaf Öyküsü - Albert Von Chamısso
2. Kız Natamam Bir Şeydir - Eimear McBride
3. İtiraflarım - Tolstoy
4. Tembellik Hakkı - Paul Lafargue
5. Ben, Kirke - Madeline Miller
6. Amok Koşucusu - Stefan Zweig
7. Ikıgai
Burada bile sağlığım düzelmek bilmiyor; ıstıraplar, ıstıraplar! Acılarımı dikkate almasam, buradaki durumum tanrıları imrendirirdi..., bana kitap okuyorlar çünkü ne okumaya ne de yazmaya iznim var (Rohde'ye, 30 Aralık 1876³⁴).
³⁴ Bkz. karşılıklı olarak eKGWB/BVN-1876,573; 575; 576; 582; 584. Bkz. Paul Rée, Der Ursprung der moralischen Empfindungen, Chemnitz, Schmeitzner, 1877. Brenner'in öyküleri hakkında bkz. R. Müller-Buck, age., s. 427-428, öykülerden bir tanesi Temmuz 1877'de "Das flammende Herz" ismiyle basılmıştır, Deustche Rundschau, 3/10 (1877), s. 1-11; Malwida von Meysenbug, Phädra: ein Roman, Leipzig, Reissne, 1885 III c.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1.Baskı: Kasım 2015, İstanbulKitabı okudu
Momos Okuma Grubu Aralık Ocak Toplantısı 2022
Merhaba değerli okurlar,
Momos Okuma Grubu(#119626631) olarak mitoloji okumalarına devam ediyoruz. Aralık-Ocak ayında çok büyük ve değerli bir kitabı okuyacağız. Mitolojinin, belki de edebiyatın, babası Homeros'tan 
Odysseia kitabını okuyup tartışacağız. Bu yolculuğu kaçıran trene bir daha binemez bizden söylemesi.
Katılmak için yorum ya da mesaj atabilirsiniz. Daha fazla kişinin görmesi için mutlaka paylaşalım. :)
Momos Okuma Grubu'nun diğer toplantılarına katılmak isterseniz Whatsapp grubuna katılabilirsiniz.
Momos Mitoloji Okuma Grubu iki ay sonra mitoloji okumalarına ara veriyor. Yeni yılın başlarında artık Momos Okuma Grubu olarak her alandan kitap okumaya özen göstereceğiz. Yine davetlisin!
Toplantı tarihi: 3 Ocak 2022 Pazartesi 20.30 (online)
Katılımcılar:
1-
N. Asil
-Kasım 1996: RP'li Devlet Bakanı Necati Çelik, "Kim Atatürk,
Cumhuriyet adına konuşuyorsa, yüzlerine tükürün" dedi.
-Aralık 1996: İki korucu ailesi arasında 3 yıl önce başlayan "televizyon haramdır" tartışmasının kanlı bilançosu: 20 ölü.
-Aralık 1996: Şevki Yılmaz, Gümrük Birliği'ne yönelik bir değerlendirmesinde ise, "Hiç kimse heveslenmesin; bu işi ya oyla ya da kanla düzeltiriz" dedi.
-Ocak 1997: Aile İçinde kadına yönelik şiddete verilen cezaları arttıran yasa taslağı, Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafından önlendi.
-Ocak 1997: RP'li Şevki Yılmaz, nikah meselesindeki tarışmalarda, kadınları fahişelikle şuçladı.
-Ocak 1997: RP'li belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Taksim'e cami yapılacağının açıklanması, kamuoyunda yoğun tartışmalara neden oldu. Tartışmaya Başbakan Erbakan ve RP'li milletvekilleri de katıldı. Erbakan, Taksim'e cami yapılmasına karşı çıkanlar için, "Sen kimsin? Yüzde 3'sün. Konuşamazsın..." dedi. Bu çerçevede "Laik-İslamcı" meselesi gündeme geldi. Cami yapılmak istenen yerin, Meşrutiyet dönemindeki 31 Mart Vakası diye bilinen "şeriatçı" ayaklanma önderlerinin idam edildiği mekan olduğu basında yazıldı. Kültür ve Turizm Bakanı İsmail Kahraman, cami projesine karşı çıkan bazı bürokratları işten çıkardı.
Sayfa 152 - 153 Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997
Bir annenin en buyuk korkusu çocucuğunun kendinden önce ölmesi ,Engelli bir çocuğun annesinin en büyük korkusu ise çocuğundan önce ölmek......
Kömür Madenlerindeki Kanarya Gibi Olmak
Bugün öğrendim ki, dilimizde karşılığı çok bilinmese de ''kömür madenlerindeki kanarya gibi olmak'' diye bir deyim varmış. Nereden çıktı bu deyim derseniz:
1990'ların başından itibaren, maden çukurlarına kanarya göndermek bir gelenekmiş. Karbon monoksit gibi zehirli gazlara karşı daha duyarlı olan kanaryalar, gaz seviyeleri çok yükseldiğinde susarak (ve maalesef hayatlarını kaybederek) madencileri uyarır ve güvenli bir şekilde kaçmalarına izin verirmiş.
İlk olarak 3 Aralık 1986'da madenlerde elektronik gaz monitörleri kullanılmaya başlanması, bu neşeli küçük hayvanların hayatlarını kurtarmış olsa da, bu deyim hala günümüzde de varlığını sürdürmekte.
Peki bu deyimin gerçek hayattaki karşılığı ne:
''Kömür madenindeki kanarya gibi olmak ifadesi'', sosyal ve kurumsal hayatta, olası tehlikeleri gören ve cesurca bayrak kaldırabilen ve gerektiğinde (canı pahasına) ''kral çıplak'' diyebilen kişilerin zamanla pes ederek ve seslerini çıkartmamayı tercih etmeleri durumunu ifade eder. Bazen 'şeytanın avukatı'' olarak da adlandırılan (ve dışlanmaya hazır) bu kişiler sustukça ve geri çekildikçe organizasyonlar (kurumsal ve toplumsal) kendi elleriyle bir çıkmaza girerler. Aynı sonu bir yere varmayacak bir maden çukuru açmak için sonsuz çaba sarf eden madenciler gibi.
Sözün özü: Etrafınızdaki kanaryalara iyi bakın. Onların susmak zorunda kaldığı değil, heyecanla ve neşeyle şakıdıkları ve doğru yolları gösterdikleri iklimler yaratın. O zaman tünelin ucundaki ışık herkes için daha parlak hale gelecektir.