288 syf.
5/10 puan verdi
Spoiler olabilir diye dusunuyorum konusacaklarim. Daha sarsıcı bir son yaratilabilirdi, cok vasat son bulmus. Madem ask hikayesi diye roman yazıyorsun, bahsettigi ask sadece yuzde 5lik bolumde geciyor. Geriye kalan kısımlar tırıvırı, gündelik hayat, yasam mucadelesi, ikinci kez adini duyma ihtimalinizin cok dusuk oldugu insanlarin hikayesi. Her ne kadar okuması akıcı da olsa, hep bir heyecan bekledigim icin sonuna ulasmak istedim. Cok basarili bir roman olarak degerlendiremiyorum ne yazıkki. Kadın 65 yasinda adaya geri dondugunde adami hala 35 yasinda olarak buluyor. Esas kizimiz "ama ben cok yaslandim tekrar bir araya gelemeyiz" minvalindeyken, adam da sen benim tek askimsin diyor. Boyle bitiyor. Hay allah sinirden kafayi yemeke uzereyim. Karakterler cok silik, malesef ki. Gerekli vurgulari olusturamamis. Havada kalan bir suru bir suru sey. 10 uzerinden 5 diyorum.
Kelebek Adası
Kelebek AdasıSarah Jio · Pena Yayınları · 201911bin okunma
Eşkıya Sendromu
"Çakırcalıyı biliyor musun?" "Biraz duydum." "On dört yıl dağlarda koca Osmanlı ordusuna karşı dövüştü. Ordular yendi. Padişah onu dört kez bağışladı, düze indirdi. Çakırcalı Efe düzde, her inişinde iki yıl kalamadı, dağa çıktı. Millet onu rahat bırakmadı. Çakırcalı eşkıyalık yapmak istemiyor, eşkıyanın bir gün, önünde
Reklam
Müslüman olacağım ama...
Doktor şöyle dedi: " Bir Müslümanın günde beş kez namaz kılması gerektiğini biliyorum. Ama ben yaşlandım ve eski hayatıma aşırı derecede alışmış durumdayım, ayrıca işim gücüm de çok yoğun. Eğriye eğri, doğruya doğru; size günde beş vakit namaz kılma garantisi veremem!" Seyyid Ömer, "Evet; devam edin" dedi. Doktor devam etti: "Ayrıca Müslüman olan birinin Ramazan orucunu tutması gerektiğini de biliyorum. Ben oruç falan tutamam; iki kere iki dört..." İmamın Seyyid Ömer'e bakışı bu kez, "Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum?" bakışıydı. Seyyid Ömer, "Ekleyeceğiniz bir şey var mı?" dedi. Cânım doktor, şöyle dedi: "Evet, var. Ben son 30 senedir her akşam muhakkak bir kadeh sherry içerim. Bunun çok ciddiyetsiz, çok manasız olduğunu da, Müslümanların içki içmeye izni olmadığını da biliyorum ve yine bütün dürüstlüğümle ifade edeyim, sanırım akşam soframı falan da bırakamam ben... Üzgünüm." Seyyid Ömer yine, "Peki bundan başka bir şey var mı?" dedi. Doktor, "Hayır, sanırım hepsi bu. Ne öneriyorsunuz?" Seyyid Ömer şöyle dedi: "Beş vakit namazını kılmayan, oruç tutmayan, içki de içen bir dünya Müslüman var ve bunlar Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (aleyhi's-salâtü ve's-selâm) zamanından beri var. Ve bunlar Müslüman anne babadan doğup İslam'a inanan ve Müslüman kabul edilen insanlar. Bana sorarsan hele bir İslam'ı kabul et... Sonra da elinden geleni yap. İslam'ın kapısı size açık." O iyi doktor Müslüman oldu.
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
"Çakırcalıyı biliyor musun?" "Biraz duydum." "On dört yıl dağlarda koca Osmanlı ordusuna karşı dövüştü. Ordular yendi. Padişah onu dört kez bağışladı, düze indirdi. Çakırcalı Efe düzde, her inişinde iki yıl kalamadı, dağa çıktı. Millet onu rahat bırakmadı. Çakırcalı eşkıyalık yapmak istemiyor, eşkıyanın bir gün, önünde
Sayfa 328Kitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.