insan olmanın her zaman için kendinden başka bir şeye, ya da bir insana-gerçekleştirilecek bir anlama, karşılaşılacak bir insana, hizmet edilecek bir davaya, ya da sevilecek bir insana- yönelmek olduğu yolundaki antik ant- ropolojik gerçeğini anlıyorum İnsan, sadece varoluşundaki bu kendini aşmayı gerçekleştirdiği zaman gerçekten insan, ya da
halkmüreffeh,müstakil,zenginolmakistiyor. komşularınınrefahınıgördüğühaldefakirolmakpekağırdır.
-ön bilgi-
-18 eylül 1922de türk ordularının kesin zaferi ile sonuçlanan büyük taarruz sonrası milli mücadelenin/kurtuluş savaşının silahlı mücadelesi itilaf devletlerinin tbmmye
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû..
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Kûtu’l Kulûb, kitaplığımın en değerli eserlerinden. İlk ona da girer, daraltırsak ilk beşe de. Yani hiç bir eser olmasa sadece o olsa yeter derim. Tasavvufî olarak yani. İçerik olarak çok kıymetli. Eserin adını Üstad Gazâli hazretlerini yine
Okuma sürecinde de kitap alıntılarını sık sık paylaşmıştım zaten. Beni yakından tanıyan arkadaşlarım bilirler ki ben sık sık kitaptan alıntı paylaşıyorsam o kitabı çokça sevmişimdir.
Tripoliçe'nin Külleri kitabını ilk gördüğüm anda, hattâ konusuna dair hiçbir fikrim yokken, dedim ki bu kitabı okumalıyım ve birkaç gün sonra kitap sevgili
kayıp zamanın izinde uzun zamandır hayatıma eşlik ediyor ve okuduğum süre boyunca bana çok şey öğretti, gösterdi, anlattı ve aylarca uyandığım her günde, yaptığım her şeyde ve her günün sonunda yanımda olan bir arkadaş gibiydi. kitapta bahsedilen her insanla, her kitapla ve proust'un hayatıyla ilgilenerek okuduğum için proust ile inanılmaz bir bağ kurdum bu sürede. bu kitap bana çok şey kattı, görmediğim farkında olmadığım şeyleri önüme koydu, gördüğüm şeyleri de farklı görmemi sağladı, beni büyüttü, ben büyürken yanımda oldu. kayıp zamanın izinde'yi okumanın hayatımdaki en önemli şeylerden biri olduğunu ve beni dönüştürdüğünü hissediyorum. bu 3000 sayfalık yolculuktan sonra edebiyatın, sanatın ne kadar büyük bir güce sahip olduğunun ve her şeyin ötesinde olduğunun farkındayım. müziği (vinteuil sonatını) proust’un cümlelerinden dinlemek, güneş ışığının kelimelerinin arasından süzülerek bana ulaşması, bir tabloyu sözcükleriyle yeniden resmedişini okumak ve uzun sayfalar boyunca bir sosyete davetinde insanların birbirine takdim edilişini, birbiri etrafında dönüp duran konuşmaları, sosyetenin oynadığı bu oyunu okumaya dalmışken sayfayı çevirince kendimi küçük bir sorgulamayla başlayıp bu sorgulamanın bilinç-zaman-gerçeklik kavramlarıyla ilişkisini takip eden felsefi bir metin okurken bulmak heyecan verici ve tarif edemediğim zamandışı anlar yaşattı bana. asla unutmayacağım bir okuma deneyimiydi. proust'un da söylediği ve amaçladığı gibi bu kitap benim için büyütücü bir mercek oldu, kendi kendimi okumamı sağladı ve bu kitap hayatımın her anında içimde taşıdığım şeylerden biri olacak.
Yakalanan ZamanMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20201,061 okunma
_Sümerler, Türk'tür.
_Tarih 5500 yıl önce Sümer’de başlar.
_Sümerce kesinlikle Türkçedir. Prof. Atakişi Kasım
_MÖ 2400 yıllarına ait çivi yazılı belgelerde Türk adları bulundu.
_Sümerce, Türk, Fin ve Macar dillerine akrabadır. Asurolog Jule Oppert
_Atatürk demiş ki: Bırakın şu Asurları! Asurlar Arap cinsinden. Bu Sümeroloji olacak demiş.
_İslamı akıl ve hoşgörü dini sayanlar kuranı mutlaka okumalı. Şeriat yalnızca bir inanç işi değil, binlerce yıllık ilkelliklerin, cinayetlerin, terörün, işkencenin kaynağıdır. Kuran Allah sözüyse kölecilik, cariyelik, küfürler, kısas-kan davası niye?
_Bir şeyin "insanlık dışı" olması, islamcının umurunda değildir. Elverir ki "islam
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Mezopotamya’da bulunan kil tabletler (M.Ö. 3000) ve Mısır’daki papirüs tomarlar (M.Ö. 1200) ilk okuma araçlarıdır.
İlk özel kütüphane Aristo’ya aittir.
İskenderiye’deki ilk halk kütüphanesi de (M.Ö. 330) onun yönlendirmesiyle kurulur.
Diğer tarih kitaplarına kıyasla pek detaylı bilgi sunmamasına rağmen yazılışını beğendiğim bir kitap oldu. Bahsedilen olaylara ilişkin internette belki daha doyurucu bilgiler bulunabilir ama böyle olması kitabın kötü olduğu anlamına gelmiyor. Bilmeniz gereken temel bilgileri bir tarih kitabı ağırlığıyla değil de kolayca anlayabileceğiniz şekilde,
Ben bu kitabı okurken boğazım düğümleniyor. Kitabı okumasanız bile resimler tüm olayı anlatıyor. Ne zamandır incelenmeyi bekleyen işte o kitap : "Savaşın Başladığı Gün"
Bu kitap, çocukların empati becerilerini desteklemek adına okuma listenize eklenmesi gereken önemli bir eser. Savaş, en çok çocukları etkiler ve onları en iyi
SPOİLER
Kitabı okuma sebebim vize ve finalde sorumlu olmamdı bu yüzden çok da severek okuduğumu söyleyemeyeceğim. Final ödevimi buraya yazmak üzereyim sevgili bölüm arkadaşlarım ödevimden alıntı yapmayıp kopya muamelesi görmemize sebep olmazsanız çok sevinirim. :)) Mehmet Kaplan’a önyargı ile başladım çünkü daha önce “Nesillerin Ruhu” adlı eserini