İttihat ve Terakki'nin 23 Temmuz 1908'de başlayan ve önce 31 Mart Olayı ile sonra da Gazi Ahmet ve Kamil Paşa kabineleri ile kesintiye uğramakla birlikte, Mahmut Şevket'in öldürüldüğü 11 Haziran 1913 gününe değin süren denetleme iktidarı, her şeye rağmen Türkiye'ye önemli şeyler kazandırmıştır. İttihat ve Terakki gibi devrimci bir partinin bizzat iktidar olmadıkça ve iktidara sağlam bir biçimde oturmadıkça, büyük dönüşümler sağlayamayacağı ortadadır. Ama hareket serbestisi kösteklenen devrimci iktidarlar, kısıtlı da olsa, serbest bulabildikleri alanlarda önemli dönüşümlerin hazırlığını yapabilirler. Hatta uzunca zaman aralıkları sonunda, aldıkları sabırlı, küçük tedbirlerin birikiminin pekâlâ devrimci sayılabilecek sonuçlara ulaştığı görülebilecektir.