İkinci kitapta İttihatçılar'ın faaliyetleri, 2. Meşrutiyet'in ilanı, 31 Mart Olayı anlatılıyor. Bütün bunları Tarih dersinde anlatıldığı kadar biliyordum. O dönemde yaşamış ve işin içinde olan bir kişiden okumak çok fayda sağladı. Her ne kadar 31 Mart Olayı sırasında kendisi İtalya Askeri Ataşeliği görevinde olsa da olayları yakından
Kitap, bizlere dünyaca ünlü toplamda 43 düşünürün, yazarın, akademisyenin ve devlet adamının Atatürk hakkındaki görüşlerini, fikirlerini aktarıyor, ve bu sayede de Atatürk'e ve onun en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyetine bakış açılarını öğreniyoruz. Prof. Dr. Özer Ozankaya editörlüğünde hazırlanan bu kitap, daha önce TRT'deki bir program
Merhaba... 3 ciltlik "Güç Odakları Serisi"nin ilk kitabını bitirdim. Serinin ilk kitabı Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan Cumhuriyet'e kadar olan dönemdeki güç odaklarını, bu odakların birbirleriyle olan mücadelesini ve bu mücadelenin devlete olan yansımalarını bize gösteriyor. (32 bölümden oluşan kitabın ilk bölümü Osmanlı Devleti'nin
Hareket Ordusu İstanbul'a dayandığı sırada Sadrazam Tevfik Paşa'ya, padişah şu teklifi yapmıştır ki, yukarıda belirttiğimiz vesika budur:
"Mademki beni istemiyorlar, saltanatı biraderime bırakırım. Devleti o idare etsin. Fakat bir komisyon mu, meclis mi, ne derseniz deyiniz, kurulup benim bu olayda [31 Mart olayında] suçum olup olmadığını meydana koymalı dır."Sadrazam Tevfik Paşa, padişahın teklifini, 31 Mart Olayı yüzünden padişahı suçlayan Said Paşa'ya bildirdi. Said Paşa'nın cevabı ibret vericidir: "Ya padişah temize çıkarsa bizim durumumuz ne olur?" Padişah, suçlandığı bir konuda kendisini ortaya koyup Jakikat istemekte ama o günlerde padişahtan daha güçlü olan suçlayıcılar bu teklifi reddetmektedirler. Iftira olduğu işte bu kadar açıktır.
Bu cevabı veren Küçük Said Paşa, o günkü vaziyetini de Sultan Abdülhamit'e borçludur. Fakat padişahın kaybetmek üzere olduğunu anlayıp saf değiştirmiş, başkanı bulunduğu meclisi etkileyerek alelacele padişahın indiril mesine dair bir karar çıkartmıştır. Hareket Ordusuyla Istanbul'a giren çeteciler ise başta Yıldız Sarayı'nın zenginlikleri, tarihi eserleri olmak üzere İstanbul'u köşe bucak günlerce yağmalamışlar, böylece maksatlarının sadece yağma olduğunu tarihe yazdırmışlardır.
Hemen sonra örfi idare (sıkıyönetim) ilan edilmiş, askeri mahkemeler kurulmuş ve sehpa yetişmediği için insanlar ağaçlara asılmıştır. İttihat ve Terakki Partisi artık her şeye hâkimdir. Ve bu partinin mensupları, 600 senede gelişmiş koca imparatorluğu on senede yıkacak ama kendileri de altında kalacaktır
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak