Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
504 syf.
9/10 puan verdi
·
26 günde okudu
''Herkes bir başkasının kaderiydi.''
Kitap 2001 yılında çıkmış. Yazarın Kılıç Yarası Gibi kitabını okumasaydım muhtemelen bu kitaptan da haberim olmayacaktı. Kılıç Yarası Gibi'nin devamı niteliğinde ama bir üçleme, seri vs değil. Olsundu, öyle de güzel, böyle de güzel idi. Hikaye yine, yeni, yeniden Osmanlı'nın en son çalkantılı dönemi olan 31 Mart olayının çerçevesinde ele alınıyor. Bu olayı yaratan koşullar, geçirilen çalkantılı dönem (özellikle İstanbul'un geçirdiği çalkantı) anlatılırken yazar olayların perde arkasının bilinenden farklı olduğunu öne sürüyor. Tarihi ve siyasi olayların perde arkası her ne kadar farklı olsa da, Ahmet ALTAN ister isyan günlerinde olsun, ister corona günlerinde olsun, ister elinin köründe olsun kadın-erkek ilişkilerini her dönem çok çok iyi analiz edip bunu okuyucuya sonuna kadar hissettiren muhteşem bir yazar.Kullandığı dil ve üslup da romancılığının referansı. Kitap bittikten sonra roman karakterleri şuan ne yapıyordur acaba diye deli deli düşündüm. Herkesin deli sandığı ölü büyükleriyle konuşan Osman'ın anlattığı bu tarihi aşk romanını, Kahraman Tazeoğlu ergenliğinden, Ahmet Batman melankolisinden sıkılıp bıktıysanız mutlaka okuyun. Hedefinizde kalite varsa zaten elbet bir gün karşılaşırsınız.
İsyan Günlerinde Aşk
İsyan Günlerinde AşkAhmet Altan · Everest Yayınları · 20173,008 okunma
558 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Daha önce de bir çok romanını okuduğum Ahmet Ümit’in bu eseri, yine benzer dönemleri ele alan ama bu sefer tarihî bilgimizin yetersiz olduğunu düşündüğüm İttihak ve Terakki cemiyetinin ekseninde dönüyor. Dilini her zaman akıcı bulduğum, eserlerini de titizlikle büyük emek ve araştırma sonucu ortaya çıkardığına emin olduğum yazar, bu eserinde de beni şaşırtmadı. Elveda Güzel Vatanım, 2. Meşrutiyet, 31 Mart Olayı, Bab-ı Âli baskını gibi, bir devletin yıkılıp, yepyeni birisinin kurulmasının perde arkasında yaşananları ve Cihan Harbine Osmanlı’yı da sürükleyen, 20-30 yıllık bir geçmişi anlatıyor. Baş karakter Şehsuvar Sami’yi içtenlikle sevdim. Kızıl saçlı bir yahudi kızına olan aşkından, görev başında gözünü kırpmadan tetiği çekerken hissettiklerine kadar. Dostu Fuad ise, nadiren hissettiğim kitap bitince kaybetmiş gibi olduğum dostlarımdan biri oldu. Ümit, zaten her zaman realist ve tutarlı karakterler yaratmakta usta olmuştur. Konu akışı itibariyle temposunu düşük bulsam da, son 100 sayfada olayların ve karakterlerin bir sarmal misali dolaşması ve ustalıkla tekrar çözülmesi gönlümü aldı. Polisiye; aynı zamanda tarihi edebiyata ilgili olanlara tavsiye edilir.
Elveda Güzel Vatanım
Elveda Güzel VatanımAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201511,7bin okunma
Reklam
Ülkenin en büyük gereksinmesi, aile örgütü, aile düzenidir. Bu da kadınların öğretimi ve eğitimiyle olacaktır... 31 Mart olayı bu konudaki girişimlerime ilk darbeyi vurdu. Softaların saldırısını pek doğal buldum. Kadını tutsak gibi kullanmak isteyenler, kızların öğretim ve eğitimene, özgürlüğüne razı olmazlar.
Sayfa 41 - Yeni Gün
Netice itibarıyla Abdülhamid, 12 gün süren 31 Mart vak'asında parmağı olduğu bahane edilerek, zorla hazırlatılan fetvaya dayanılarak 14 Nisan'da gayrimeşru bir şekilde tahttan indirilecek ve Selanik'teki Alatini Köşkü'ne apar topar sürgün edilmiştir. Hâlbuki Abdülhamid Han'ın 31 Mart'ta bir rolünün olmadığı ve bu olayın irticaî bir nitelik taşımadığı, yukarıda aktarmaya çalıştığımız sağlam kaynaklar, şahitler ve hadisenin içindeki şahısların şahadeti dâhilinde ortadadır. Bu vakayla Osmanlı tarihinde ilk defa bir padişah, irtica bahane edilerek tahttan indirilmiştir. Yine ilk defa bir padişah (Abdülhamid), daha sonraki zamanlarda da geçerli olacak sekilde irticain “simgesi" haline getirilmiştir. İrtica, İttihatçılar aracılığıyla ilk kez yönetimi ele geçirmek, devleti kendi siyasi-ideolojik görüşleri ekseninde şekillendirmek için bir “darbe aracı" olarak kullanılmıştır. Bu geleneği yakın siyasi tarihimizde başlatanlar, irticayı kullanışlı bir manivelâ haline getirenler maalesef İttihatçılar olmuştur. Bu kavramı ve gerekçeyi Cumhuriyet Dönemi’ne miras bırakanlar da İttihatçılardır. Bediüzzaman'ın ifadesiyle, "Siyaseti dinsizliğe âlet yapan adamlar, kabahatlerini örtmek için başkasını irtica ile ve dini siyasete alet yapmakla itham eder oldular Cumhuriyetin ilk döneminde zuhur eden Menemen-Kubilay Olayı ile son dönemde 90'lı yıllarda tertip edilen Sivas Madımak Olayı na benzeyen birçok hadise esin kaynağı mahiyeti, hedef ve sonuçları itibariyle 31 Mart'ta benzemektedir
Sayfa 191Kitabı okudu
31 Mart Olayı 1909
Özellikle defterin dördüncü sayfasına düşülen notlar arasındaki "Sarık saran hafiyelerin din perdesi altındaki ilkaâtı, menfaatten başka bir şey değildir. Din, şeriât, hamiyet- i vataniye muktezâsı hakikisi, Kur'an-ı Kerim'in ahkâmını ve onun ahkâm-ı icabâtından olan Kânun-u Esâsiyi muhafaza etmektir. İşte bizim hareketimiz gibi" cümlesi ilginçtir.
40 yıla sığan efsanevi bir ömür
Enver Paşa'nın yaşam öyküsüne bakacak olursak: - Bayındırlık teknisyeni Ahmet Bey'in oğlu. - İlk öğrenimine İstanbul'da başladı, Manastır'da bitirdi. - 1894 Manastır Askerî Rüşdiyesini - 1897 Soğukçeşrrie Askerî ldâdisini - 1899 Harp Okulu'nu - 1902 Harp Akademisi'ni bitirdi ve Makedonya'da III. Ordu'ya atandı. - 1905'te Kolağası -
Reklam
Madımak
Sivas olayının 31 Mart ve Menemen olayları türünden ve aynı önemde bir gericilik olayı olduğuna kuşku yoktur.
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
269 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.