Sözleşme’nin 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39 ve 40. maddelerinde psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz dahil olmak üzere; cinsel şiddet, zorla evlendirme, kadın sünneti, zorla kürtaj ve zorla kısırlaştırma, cinsel taciz başlıkları altında şiddet tanımlamaları yapılmıştır. TCK’da şiddetin tanimı, çok daha basit ve net bir şekilde yapılmışken şiddet kavramının bu kadar çeşitlendirilmesi ve genişletilmesi, şiddetin önlenmesinden çok artmasının zeminini oluşturacaktır. Şiddet tanımının bu şekilde genişletilmesiyle insanlar arasında var olan güven ilişkisi ortadan kalkacak, toplumsal yaşamın yerini bireyleşme ve ilerleyen aşamada bencilleşme alacaktır.
Kadın sünneti dünyada sınırlı sayıda bazı bölgelerde uygulanmakta iken, Türkiye de dahil olmak üzere bu Sözleşme'ye imza atan hiçbir ülkede geleneksel olarak uygulanmamaktadır. Bu durum Sözleşme’yi hazırlayanlar tarafından bilinmesine rağmen, hangi amaç ile Sözleşme metni içerisine konulduğu, ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.
Sözleşme'nin 49. maddesinin 2. fıkrasında şiddetin tanımı zirveye ulaşmış ”taraflar toplumsal cinsiyet temelli şiddet anlayışını göz önünde bulundurarak ...” ifadesi ile bireye, hakime şiddetin tanımını dilediği gibi belirleme hak ve yetkisi vermiştir. Bu durum, yaşanan olayların değerlendirilmesini veya suçları tanımlanmasını tamamen sübjektif hâle getirmiştir. Suçun sübjektif olarak tanımlanmasına imkan tanınması ise adalet kavramına ciddi şekilde zarar vereceği gibi bireylerin yargı kurumuna olan güvenini de yok edecektir.
Av.Veysel DağaşanKitabı okudu
"BAŞARILI YAZARLAR KIYIDA KÖŞEDE KALMASIN (ADNAN YÜCEL OKUMA ETKİNLİĞİ)
~
Merhaba arkadaşlar 👋
Maalesef başarılı bazı yazarlarımız kıyıda köşede kalıyor, okunmuyorlar. Örneğin 
Adnan Yücel gibi.. Şairin kitaplarını okudum; gerçekten çok başarılı ama ne yazık ki eserleri çok az okunmuş ve durum beni çok üzdü, bu yüzden bende "başarılı yazarlar kıyıda köşede kalmasın" adı altında okuma etkinliği yapmaya karar
Bu önyargının temeli, -tümü de Yeni Ahit'te olmak üzere- homoseksüelliği mahkum eden (Romalılar, 1:26-27), İsa'nın çarmıha gerilmesin den dolayı Yahudileri suçlayan (Matta, 27:20-23; Markos, 15:11-14;
Luka, 23:20-23; Yuhanna, 19:4-16) ve kadınların kilisede konuşmalarını yasaklayan (Korintoslular, 14:33-35; Timoteos, 2:12) Kitab-ı Mukaddes'te mevcuttur. Ayırımcılık, kadınların papaz olmalarına izin verilmediğinde olduğu gibi, pek çok din kurumunda da yer almaktadır.
Eylül 2020
Yeni kitaplar , biraz daha normalleşme ,en azından iki güzel etkinlik ile "gelsin" EYLÜL.
youtu.be/aW9yFvD9OvQ ...
1) 
Eylül / 
Jerzy Putrament (1.cilt )
2) 
Yeraltında Uçan Kuş / 
Osman Şahin(etkinlik)
3) 
Bütün Şiirleri 1 / 
Aziz Nesin
4) 
Kolları Bağlı Doğan / Osman Şahin(etkinlik)
5) 
Bütün Şiirleri 2 / Aziz Nesin
6) 
Selam Ateşleri - Ay Bazen Mavidir / Osman Şahin(etkinlik)
7) 
Ve Çeliğe Su Verildi / 
Nikolay Ostrovski
8) 
Ortadirek
Uysal olun, uslu durun... :D
Kadınlar toplantılarınızda olduğu gibi kiliselerde sessiz kalsınlar. Konuşmalarına izin yoktur. Kutsal Yasanın da belirttiği gibi, uysal olsunlar. Öğrenmek istedikleri bir şey varsa, evde kocalarına sorsunlar. Çünkü kadının kilisede konuşması ayıptır.
(Korintoslular, 14:33-35; ayrıca bkz. Timoteos, 2:12: Kadın Evangelistler, dikkatli olun; sessiz olun!)
Tevbe Suresi
32. Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah,
kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
33. Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini
hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur.
Sayfa 223Kitabı okudu
