Çorak bir arazi mi gördün bilki Yahudi geçmiştir.
(Hristiyanlığı bozan yahudi vezir. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.) Taassub yüzünden hıristiyanları öldüren yahudi pâdişahın hikâyesi • Yahudiler arasında, Îsâ düşmanı ve hıristiyanları öldüren zâlim bir hükümdar vardı. 325 • Halbuki peygamberlik zamanı ve nöbeti Hz. Îsâ'ya gelmişti. Mûsâ devri geçmişti. Öyle olmakla beraber o
Sayfa 33 - ÖtükenKitabı okuyor
345
"Güvenle saklıyor sırlarını Söyleyecek miydi çok üzgün olduğunu? Bu bizim utangaç gezegenimiz olmalı Şöhretin zarafeti. He keeps his secrets safely-very- Were he to tell -extremely sorry This bashful Globe of Ours would be So danity of publicity"
Sayfa 59 - Kopernik YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1982-1990 arasında, Güney ülkeleri Kuzey'e 1.345 milyar dolar "borç" ödedi. Ama aynı yıllarda Güney'in Kuzey'e olan "borçları, 900 milyar dolardan 1.470 milyar dolara yükseldi. Bugün, Latin Amerika ülkelerinin dış borçları 490 milyar dolardır. Geride kalan 10 yıllık dönemde, Latin Amerika'dan (sadece!) Avrupa ve Japonya'ya 500 milyar dolar transfer edilmiştir. Geçerken anımsatalım: Afrika'da her yıl 4 milyon metreküp ormanın kesilme nedeni, Afrika'nın Kuzey'e olan 120 milyar civarındaki "borç"larının tahsilidir!
Sayfa 76 - Öteki Yayınevi
Alıntılar
- Anladığım qədər, bu adam müqəddəs bir zat imiş, - dedi. - Daha nadir rast gəlinən bir şey, - dedi doktor Urbino, - Tanrıtanımaz müqəddəs bir zat. Amma bu, Tanrının işidir. s.12 ...başqalarının can dərdinə dözmək özününkünə nisbətən daha asan olurdu. s.15 "Cərrah bıçağı - təbabətin uğursuzluğuna güclü dəlildir", deyirdi. Dar bir
Müslüman Her Zaman Cihad Etmeli
Şimdi çeşitli bahanelerle, dünyalık endişelerle dinlerini yaşamaktan korkan pısırık Müslümanları Kur'an'ı Kerim'in nasıl tehtit ettiğine bakalım: Melekler, (cihad görevini ve dini gayretini terk etmekle) kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki: "Nerede (ne halde ve hangi meşguliyette) idiniz? (Niye cihadı terk ettiniz?)" Onlar ise: "Biz, yeryüzünde (aciz, fakir ve çaresiz kimselerdik, bu yüzden dini gayret gösteremedik, ibadet ve hizmet edemedik, çünkü) zayıf bırakılmışlar (müstaz’aflar) idik" derler. (Melekler de:) "Hicret etmeniz (haklı ve hayırlı kesimlerin yanına geçmeniz) için Allah’ın Arz’ı geniş değil miydi?" derler. İşte onların (Hakk yolunda gayret ve mes’uliyetten kaytaranların) barınma yeri cehennemdir. O ne (zorlu bir dönüş mekânı ve ne) kötü yataktır. Nisa 97. Ayet meali (parantez içi açıklanmış tefsir de verilen mesajlardır) ... Not: Bu âyet, hicret farz kılındıktan sonra hicret etmeyip Mekke’de kalan ve daha sonra Bedir Harbinde, müşriklerle berâberken öldürülen bazı kimseler hakkında nâzil olmuştur. (Kurtubî, c. 3/5, 345)
345
İdealist dahiler için yaşlılık söz konusu olamaz. Bir Michel-Angelio, bir Dante gibi kişiler için yaşlanma, yeteneklerinin daha da güçlenmesi demektir. Oysa, Annibal ve Napoleon gibi savaş devleri için, güçlerinin eksilmesidir.
Sayfa 345 - Engin yayıncılık
Reklam
Türkiye'de de son yıllarda vaka sayısının artış gösterdiğini ifade eden Meşe, "2010 yılında HIV pozitif kişi sayısı 539 iken, 2018 yılında bu sayı yedi kat artış göstererek 3 bin 719 olmuştur. Ülkemizde, ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından 10 Kasım 2019 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 22.345 HIV(+) kişi ve bin 864 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların yüzde 80'i erkek, yüzde 20'si kadın olup; yüzde 15,5'i yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu ise 25-29 ve 30-34 yaş grubudur" dedi. Ayrıca Türkiye'de bulaşma yolu bildirilen AIDS vakaları içerisinde cinsel yolla bulaşmanın yüzde 98, damar içi madde kullanımı yoluyla bulaşmanın ise yüzde 2 olduğunu kaydetti.
Oğuz Atay'ın gerçek yaşamında ol­duğu gibi, kahramanının yaşamını evrelere ayıran basamaklı bir şema kullanır. Karşıt yaşam evreleri arasında ise dorukta bunalımlar ya­şar Oğuz Atay. Ancak ikinci evre diye adlandırdığımız evlilik döneminin sonuna doğru yaşadığı bunalım, en yüksek dozda olanıdır. Yakın çevresi evliliğinin son yıllarında onda bir kişilik değişimi olduğundan söz eder. Genellikle suskundur. Yal­nızca belirli insanlarla konuşuyor ve yaşamının daha önce­ ki yıllarında, iç dünyasının yalıtılmış uzanımda kimseye duyurmadığı yakınmalarının dizginlerini artık boşaltıyor ve on­ları dış dünyaya akıtıyordur. 1967 sonrasının Oğuz Atay'ı, ne yaşamının ilk evresinde olduğu gibi ülkücü coşkularla dolu­dur ne de evlilik dönemindeki gibi büyük ve uzun bir suskun­luğun içine gömülmüştür. Yeni Oğuz Atay, yaşama karamsar yaklaşan ve içinde bulunduğu koşullardan sürekli yakınan bi­ridir artık. Yaşamının yazma edimiyle bütünleşen üçüncü ve son ev­resi, kendini yoğun bir karamsarlık olarak dışa vuran bir bu­nalım yaşantısının burgacında geçer. " [B]in dokuz yüz alt­mış beşten sonra kafamın düzgün gitmediğini, bin dokuz yüz • altmış sekizden sonra da iyice çileden çıktığımı, on yedi ocakta karımdan ayrılarak sayın hastanenize düştüğümü belirterek, benden korkmanızı yazdım, " (T0.344-345) diye anlatıyordur Oğuz Atay'ın romanında çoğullaştırdığı Hikmetler'den çıldır­mış olanı.
Sayfa 164 - KARŞITLIKLAR EVRENİNDE VAROLMAKKitabı okudu
Phineas, II. Kitap - 345
Her şey nasıl olması gerekiyorsa öyle olacak.
Sayfa 58 - İş Bankası Kültür Yayınları, II. Basım
372 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.