2022/68. Kitap: Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi.
Ayfer Tunç'tan; Dünya Ağrısı, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi, Evvelotel-Saklı, Ömür Diyorlar Buna, Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek, Kırmızı Azap, Suzan Defter, Memleket Hikâyeleri ve Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura’dan
Her sabah kendinizi kocaman bir yalandan ibaret dünyanın kucağına bıraktığınızın kaçınız farkında? Gözleri hırstan, kibirden, dalkavukluktan, ikiyüzlülükten parlayan bu kalabalığa her sabah karışıyor olmak nasıl bir duygu? Binlerce insanın binlerin arasında yalnız hissetmesi, yaş aldıkça yalnızlaşmak, toplumdan daha stabil yaşamaya çalışmak ya da
1 gün kaç saat? 1 saat kaç dakika? 1 dakika kaç saniye ve 1 saniye kaç salise? Bunların cevabını bence herkes az çok biliyor, öyle umuyorum yoksa bu durum beni aşıyor. Peki 1 saat neden 60 dakika? 1 dakika neden 60 salise? Bunlarda 60 kullanıyoruz gün niye 24 saat? Çember niye 360 derece? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
Şimdi
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Peyami Safa’nın ismi Fyodor Safa veya Lev Peyami olsaydı bugün dünya klasiklerinin başında Peyami Safa’nın kitapları gelirdi. Matmazel Nuriye’nin koltuğunu okurkenki aldığım hazzı ne Karamazov Kardeşler’den aldım ne de Anne Karenina’dan.
Kitap 2 bölümden oluşuyor. Birinci bölüm daha çok Ayaşlı ile
Şimdi ben bu 'Başyapıt' kitabını nasıl inceleyeyim? Nereden başlayacağımı bilmiyorum ki. Bahsedilecek o kadar çok nokta, o kadar çok yer var ki... Neyse, Ya hakk!
Bu kitap Dostoyevski'nin zirve kitabı olmakla beraber son kitabı özelliği de taşıyor.
O zaman diyebilir miyiz ki
Merhabalar Sevgili 1k Okurları;
Anıtkabir hakkında detaylı bilgi alabileceğiniz, 360 derece gezebileceğiniz, üye olup yorum yapabileceğiniz çok özel bir siteyi sizlerle paylaşmak istedim. Özellikle Anıtkabir e gitmemiş olan kişilerin gitmeden önce fikir edinebileceği ve keşfedeceği özel bilgiler mevcut.
Bu siteden Anıtkabir ile ilgili her şeye
Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi hakikati keşfetmektir. (#73093133)
______
En hoşlanmadığım hususların başında aklımla dalga geçildiği hissi yaşamak veya başka bir ifadeyle aldatılmışlık hissi yaşamak gelir. Bu hissi en çok yaşadığım hususların başındaysa Atatürk’ün şahsının ve onun icraatlerinin din ve
Dünya üniversitelerine kıyasen Türk üniversitelerinde daha çok sayıda “İlahiyat” fakültesi var. İlahiyat, “İlahçılık” ya da “İlah İlmi” yani “Tanrıbilim” demektir. Teoloji de budur. Teo=Tanrı; Loji= Bilim. Eğer bu fakülteler gerçekten ilahiyat okutuyorsa, öğrencilere önce dinlerden bağımsız olarak Tanrı'yı anlatmalıdır. Bunun için de ilahiyat fakültelerinin birinci sınıfında sadece “Fizik-Kimya-Biyoloji” öğretilmelidir. Uçağın neden düştüğünü, virajı alamayan kamyonun niçin devrildiğini, depremde bazı binaların yıkılıp, bazılarının yıkılmadığını araştırırken, bu olayların içinde saklı “tanrının ayetini” bulup okuyamadan din anlaşılamaz. Din kelimesinin de (religion sözcüğünün de) kök anlamı “emirler-yasaklar” dır. Musa'ya vahyolan “Evamir-i Aşere” (on emir) dikkat edilirse on yasaktır. Din, şeriattır. Ama hükümlerin hikmetini anlamak için önce Tanrı'yı 360 derece görmek gerekir. Aksi takdirde alaylı veya mektepli, unvanlı ve unvansız diyanetçilerin gösterdikleri yol ve yordamla Müslümanlar felaha çıkamaz. Müslümanlar bu hocaları dinlemeye devam ederlerse, kendilerine “doğru yolu gösteren Tanrı” yerine, ibadet karşılığı günah affeden, canı kime isterse on torpil yapan bir ilaha tapınma ve bilime değil hurafeye inanma sapkınlığından kurtulamazlar.
Son söz: Tanrı, taraf tutmaz.
Okuduklarıma inanamayarak yorumuma başlamak istiyorum.
2 sene boyunca boş bir kitabı beklemişsiz. Sarah’ta alzheimer başlangıcı başladığını düşünüyorum. Yoksa karakterlerinin kişiliklerini, ne olduklarını, nasıl davranması gerektiğini unutup sacma sapan şeyler yazmasına başka bahane bulamıyorum çünkü. Kitap koskocaman bir hayal kırıklığı idi.
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
"Gorki"yi seviyorum. .
Kelimelerini ,tavrını,yoksulluğunu seviyorum. .
"Ayaktakımı arasinda" bir tiyatro oyunu roman gibi okumaktansa göz önüne getirip izler gibi bitirmek gerekiyo kitabı. .
Tabiiki yoksulluk ,hastalık, insan dramı var bu oyunda .dönem insanlarının bir oda içerisindeki (mecburiyetten ) savaşları, gülüşleri,ölümleri var ..bir an dusununki :öyle bir zaman gelmiski işimiz yok, para kazanamiyoruz ,dileniyoruz, çalıyoruz, yaşamak için hiç olmadığımız durumlardayız ...ayakta kalabilmek için ruhumuzu nasıl koruruz? Nasıl var olmaya devam ederiz ? Hayatla ,360 derece değişim yaşarken nasıl basedebiliriz?
Işte bunları düşündürüyor Gorki...
Yine favori karakterler altını çizdiğim dolu dolu cümleler var ...küçücük bir kitap :) okuyunuz efendim ..
Kendinize; yaşadığınız hayatın kıymetini anlatan bu kitapları okuyunuz ..
Sevgiyle kalın.
Ayaktakımı ArasındaMaksim Gorki · İş Bankası Kültür Yayınları · 20141,971 okunma