Okundu.
364 sayfa bitti.
Dumura uğradığım için tarihsel notlar dediği kısmı okumadım. Evettt 363. sayfada ağzınız açılıp,nasıl yani bu kadar mı diye şaşkınlık içinde kalıyorsunuz! Kitabın bir sonu yok ve bir son bekliyorsunuz. Mutlaka bu hikayenin bir sonu olmalı! Okurun hayal gücüne bırakılan sonları sevmiyorum.
Damızlık kızın öyküsü her ne kadar distopya bir eser gibi gözükse de bir çok coğrafyada yaşanan bir olay olarak okudum. Kadının bütün yaşamsal haklarının elinden alındığı. Sadece üreme makinesi olarak kullanıldığı bir zamandan bahsediliyor. Herşey yavaş yavaş başlıyor. Hic farkına bile varmıyorlar,değişimlerin.bir gün içinde tüm haklarının elinden alınması ve doğurganlık yetileri karşılığında, üst mertebedeki kişilere damızlık olarak verilmeleri anlatılıyor kitapta. Isimleri ve benlikleri onlardan alınıyor. Kırmızı uzun elbiseler ve kulaklıklı beyaz sapkalar artık onlarla bir bütün oluyor. Cinsel kimlikleri olmamalı.
Kitapta sevmediğim diğer bir nokta zamansal geçişler. Bugünü anlatırken,bir anda bakıyorsunuz ki geçmişe gitmiş ve o zamanı anlatıyor.tabi siz o geçişi hemen idrak edemiyorsunuz veya ben idrak ederken zorlandım
Değişik bir konuydu. Distopik kitapları sevdim. Yıllardır varlıklarından bile habersizdim. Ütopik veya distopya tarzında yazılmış kitap önerilerinizi bekliyorum.