Eylül 1950'de 38. Paralel'in yakınlarındanki İnçon'a yapılan Amerikan amfibi çıkarması, Kuzey Korelileri darmadağın etti.
Sayfa 218 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kim Müslüman kardeşine yardım ederse Allah da ona yardım eder. (Müslim zikir 38, Tirmizî Hudut 3)
Reklam
Akıllılar hak ettikleri ilgiyi görememişlerdir…
"Delileri nerede bulacağımızı onlar hakkında kimlerle (psikiyatrlar, genetikçiler, nörobiyologlar, psikanalistler, kimyagerler, antropologlar, tarihçiler vs) konuşacağımızı biliyoruz. Fakat akıllıyı bulmak için nereye gidebiliriz? Hangi binalarda yaşarlar? Ne giyerler? Neye benzerler ve onları nasıl tanırız? Fark edilebilir özellikleri, ayrıştırlabilir işaretleri, ortak tavırları var mi? Akılllar her kim ve her nerede olursa olsunlar hak ettikleri ilgi ya da alakayı hiç görmemişlerdir. Onları icat ettik -tam da akıllıık kavramını topyekûn icat ettiğimiz gibi- fakat onları hiçbir zaman tanımlayamadık ya da tanımlamak istemedik." -Adam Phillips, Akıl Sağlığı Üzerine, Metis Yayınları, syf: 38
Şura 37. Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar. 38. Yine onlar, rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar. Müşavere/danışma karşılıklı diyalogdur. Bu, her ne kadar insanın tek başına kaldığı zaman bakışının sağlam, iyi olmadığına delâlet etse de, müşaverenin bizzat kendisi bakışın/nazarın sağlamlığının bir parçasıdır. Bu her ne kadar insanın tek başına kaldığı zaman re'yinin (görüşünün) zayıf olduğuna delâlet etse de, müşaverenin bizzat kendisi re'yin sağlamlığının bir parçasıdır. İnsanın yapmak istediği bir işi başkalarının görüşlerine arzetmesi onun aklının tam olduğuna delâlet eder, çünkü bu durumda insan o konudaki görüş farklılıkları hakkında bilgi sahibi olur, kendisi görüşünde yalnız kalacak olsa bile, o görüşü kendisinden başkasının savunmadığını öğrenmiş olur, bunun yanı sıra pek çok başka görüşü de elde etmiş olur. Hakk'ın birliğine mahlükatın müşaveresinden daha güçlü bir delil var mıdır? Akılların mertebelerini sadece meşveret yapan kimseler bilir, özellikle de geceleyin meşveret yapanlar, çünkü gece vakti yapılan meşveret insanların daha iyi toplanmasına (zihinlerini konuya daha iyi yoğunlaştırmalarına) ve daha dikkatli konuşmaya sebep olur, düşünce dağınıklıklarına daha çok engel olur.
Lütufkâr Babamız bizi kutsal Kelamıyla esirgesin, günahımız, nankörlüğümüz ve tembelliğimiz nedeniyle onu bizden geri almasın diye kendim için ve bütün dünya için dua ediyorum. Bizi münafık ruhlardan, sahte öğretmenlerden korusun, hasadına sadık ve dürüst işçiler (Matta 9:38), yani sadık ve doğru rahipler ve vaizler göndersin. Bize, onların sözlerini, Kendi sözleri olarak alçakgönüllülükle dinleme, kabul etme ve sayma lütfunu bahşetsin.
Geleceğimizde İslam Var'dan Alıntılar - 38
Buna karşılık Spengler, kendini dünya tarihinden soyutlayan Batılı ve Hıristiyan o ideolojik gettoya hapsolup kalmadığı için Yahudi, Ariusçu, Nesturi ve (Hz. İsa'da tek bir cevher olduğunu savunan) monofizit Hıristiyanlar ve Zerdüştçülerin bütün katkılarını tek bir demet halinde toplar. İslâm için mucizevi başarısının bilinmezinin, onun savaşçı kudurganlığında yatmadığını da izah eder... İslâm çok erkenden ve hemen bemen tamamen Musevilığı ve Zerdüştlüğü, aynı zamanda da Güney'in ve Doğu'nun kiliselerini sinesinde topladı. Mezopotamya bölgesi başpıskoposu Üçüncü Jösujabh, İslâm'ın daha ilk ortaya çıkışından itibaren on binlerce Hıristiyanın bu dine girdiğini görmekten sızlanır; Aziz Augustin'in (Ogüsten) vatanı Kuzey Afrika'da ülkenin bütün halkı Allah önünde diz çöker.” Spengler sözünü şöyle bağlar: Hıristiyanlık, düşünce hareketleri bakımından, Doğu'da başlangıçtan 500 yılına, Batı'da 1000 yılından 1500 yılına kadar süren iki büyük dönem yaşamıştır. Bunlar, o süreler içinde Hıristiyan dünyasının dışında var olan biçimlerin dini evrimini de kapsamış iki tane kültür baharıdır.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.