Ben ise sonra onu gördüm. O da uzakta oturuyordu. Bir ara daha da uzağa gitti. Ben de ona gittim. Çok yollar gittim, çok yollar geldim. O hep mahcup hissetti. Yo- ruluyorum sanıyordu. Yolları da onun kadar sevdiğimi bilmiyordu. Yollardaki ağaçları, turuncu yol lambalarını, yolun neresindeysem orasında olan güneşi ve ayı. İlko- kul çocuklarının defter kenarı süslemesi gibi üstü bulutlarla süslü yolları. Kimi zaman hızlı gidilen, kimi zaman gidilemeyen yolları. Ona giden ve onla gidilen tüm yolları ne kadar sevdiğimi bilmiyordu. Ama öğrendi. Ben de Sartre'in halt ettiğini öğrendim. Yolların bir amacı vardır. Yollar en değerli şeylerdir. Mese- la ben artık her şeyi yol ile ölçebiliyorum. Bir insanın yaşı gittiği yol kadardır. Bir insanın çalışkanlığı yoldaki mesafesi; insanın heyecanı yola çıkma hevesi kadardır. Tüm zorlu denklemleri çözdüm diyemem. Ama artık bir çözüm yo lum vardı. Sorun yolu bilmiyor oluşumdu. Çözüm de yoldu. Benim için kısa değil uzun bir yoldu. Tüm çok bilinmeyenli ve zor denklemlerin çözümü tek bir denklemde yatıyordu.