Gençtim: Bugün dalgalıyım, yarın durulurum!
Güneşliydim: Biraz yağmurluyum, hemen kururum!
Paslanda içimde küpeşte, güverte, kamera, şimdi
eski bir gemi bir denizin nasıl doldurmuyorsa,
Doldurmuyor bazı hayatlar da kısacık bir şiiri!
Dünyayı hiç böyle hayal etmemiştik biz!
İyiydik, yoksul değildik bu kadar değildik hiç;
adam çoktu, zaman çoktu, hayal çok
daha çoktuk dünyanın az olduğu zamanlar
yeni bir hayal çıkıncaya kadar şehirde
yine aynı gözlerle dolup taşardı sinemalar
filme gitmezdik ki biz bir hayal seyrederdik!
Uçaklar üstümüzden uçuyordu, o kadar
Vapurlar dalgacı, trenler kederli oluyordu,
hiç kanatlanmazdık ki biz ulaşmak için
Ayrılanlar filmin sonunda nasılsa kavuşuyordu!
Ulaşmak kolay şimdi kavuşmaksa zor
dünya yollara düşmüş herkes gidiyor
Nereye? Bir hayal arasa bile vermeden
bir filmden diğerine koşturur gibi böyle?
Bir şehre gitmezdik ki biz bir hayale giderdik!
Gözlerim dolup taşıyorsa yeniden, ne filmin sonu
acıklı ne de geri dönüyor şehirlerini ruhu,
gözlerinde bir şehrin çocukluğunu gördüm ben,
adam gibi biri kadının hayalini paylaşıyordu.
Şiirin nasıl bir şey olması gerektiğini
hatırlatıyordu gözlerin, sana böyle inandım:
Ben inanmak için şiir yazıyorum, gözlerin
neyi hatırlatıyorsa ona inanıyorum.
Hatice Gül yazdı...
EFELYA'YI BEN DE OKUDUM...
Kitapta büyük bir kusur var hocam, 1'i 3'e bölememişsiniz. Gönül koymayın lütfen, bu konuya aşağıda değinmeden edemeyeceğim.
"Adamın biri bir gün..." diye başlayan cümleler, buradan Artvin'e yol olur. Adam'ın biri her gün, her saat, her dakika eliyle, eliyle